Mayıs 2016-Minik Kelebeğin Annesi

27 Mayıs 2016 Cuma

Mavi Kadar Huzurlu & Antalya Blogger Etkinlik

Mavi Kadar Huzurlu & Antalya Blogger Etkinlik


19 Mayıs günü tatil olması fırsatını Antalya Bloggerlar olarak çok iyi değerlendirdik .
 Mutlu Badem Blogunun sahibesi Çağla ablamız sayesinde Alara Restaurant da şahane bir organizasyonla hazırlanan etkinliğimiz gerçekten mavi kadar huzurluydu .


Mavi Kadar Huzurlu


Denize nazır miss gibi bir kahvaltıyla başladık güne .
Buram buram mavi kokarken , deniz ve sohbet eşliğinde kahvaltımızı yapıp bu güzel etkinlik sayesinde buluştuk yine . Konsept mavi ve beyazdı . Hemen hemen herkes mavi giyinip gelmişti . Zaten Çağla abla her ayrıntıyı düşünmüş her şey kusursuzdu .Yine şahane bir etkinlikle bir araya geldik , eğlendik .

Mavi Kadar Huzurlu


Bu şahane kurabiyeler  Şeker Pasta Banu Özşener ait .
 Mavi Kadar Huzurlu olan etkinliğimizin harika kurabiyeleri . 
Ellerine , emeğine , yüreğine sağlık .

Mavi Kadar Huzurlu

Mavi Kadar Huzurlu & Antalya Blogger Etkinlik

Çalışan anne olmam sebebiyle her etkinliğe katılamasam da katıldıklarım beni çok mutlu ediyor . 

Çağla ablacım yüreğine sağlık .

Sevgiler 



Devamını Oku

26 Mayıs 2016 Perşembe

Çocuklarda İnsan İlişkileri

Çocuklarda İnsan İlişkileri


Ben pısırık bir çocuk olarak yetiştim . Çok içime kapanık , utangaç bir çocuktum . O sebeple ailede tek ana okulu görmüş çocuk benim . Aman ne havalı ne havalı .  :) O pısırıklığım gitsin , açılayım diye ana okuluna göndermişler .
Gerçekten de öyleydim eve misafir gelse koltuk arkalarına saklanırdım utancımdan . Nedendir bende bilmiyorum ama baba faktörü kaynaklı olasılığı kesin . Gerçi şimdilerde o hallerimden pek eser yok , insan ilişkilerim gayet iyidir .
Kendi çocukluğum öyle olunca Berrak öyle olsun istemedim . Girişken , sosyal olsun istedim . Öyle de yetiştirmeye çalıştık hep . Berrak bir ortama girse yaşlı , genç , çocuk hiç fark etmez , yabancılık çekmeden hemen 'Merhaba' der . Arkasına hemen ekler 'benim adım Berrak senin adın ne ?' diye hemen sorar . Konuşup , kaynaşıp hemen kendini oyuna dahil eder.
Bu halleri inanılmaz hoşuma gidiyor . Kendi kendine ilişki - iletişim kuruyor . Güzel güzel konuşuyor . Zaten hiç susmaz ki hep konuşur . Bıdı bıdı hep bir şeyler anlatır durur .  :) Böyle girişken olmasına seviniyorum ama bazen de acaba diyorum iyi yapmadık mı ? Aslında kendi nasıl isterse öyle davranıyor , zorlama yok asla da olmadı doğrusu da bu değil mi zaten . Ama malum ülke şartlarımız belli ne kadar çocuk istismarcı ve manyak var . Kimin ne olduğu belli değilken yine de korkuyor insan .
Mesela markette , apartmanda gördüğü birine rahatlıkla 'merhaba' diyor . Evet iyi hoş güzel ama bazen yine de ürküyorum . Sanırım biraz içgüdüsel anneliğim baskın geliyor . Öyle herkese gitmez sarılmaz öpmez istemezse hiç bir şey yapmaz zaten . Ama yine de bu kadar sıcakkanlı samimi olması doğru mu bilmiyorum .
Geçenlerde otobüste gördüğü bir genç çocuk Berrak'ı sevip gülümsüyor . Çünkü Berrak hiç susmadan otobüste konuşmaya devam ediyor . Sorular soruyor . O genç çocuğu fark edip 'merhaba' dedi ve adını sordu hemen . Ben kısık bir sesle 'annecim tanımadığımız abilerle çok konuşmamalıyız' dediğimde 'anne neden kötü mü onlar' diye cevabı yapıştırdı hemen . Kaldım tabii öylece sonra ' hayır annecim kötü değil ama bilemeyiz onun için tanımadığımız insanlarla çok konuşmamalıyız . Merhaba , iyi akşamlar , günaydın diyebiliriz sadece dedim . Kendimce önlem almaya çalışıyorum . Evet korkuyorum . Çünkü her türlü sapık ve manyak sokakta mevcutken benim bu korkularım çok da anormal değil hani.
Berrak rahat yetişti . Sınırlamalarımız yok öyle evhamlı panik değilim . Düşsün , oynasın , koşsun , bağıra bağıra şarkı söylesin kumla , toprakla oynasın ki yapıyor bunların hepsini . Hayır yapma , koşma , düşersin gibi konuşmalar yapmam yapmıyorum . En sevmediğim türden bu konuşmalar . Neden koşmasın neden zıplamasın neden düşmesin ki çocuk o bir daha bu zamanlarına asla dönemeyecek doya doya ne istiyorsa yapsın . Öyle annelere çok kızıyorum zaten . Yaşayarak öğrenmeliler , kısıtlandıkları sürece öğrenme yetileri oluşmaz ki...
Aslında bu kadar konuşmasında ya da kolayca iletişim kurmasında okuduğumuz kitapların etkisi çok fazla iyi ki de kitap seven bir çocuk . İşte diğer yandan da acaba demekten alamıyorum kendimi .

Bu yazıma Doğan  Cüceloğlu'nun şu yazısını da ekliyorum ve çok beğeniyorum . Mesela ne kadar da doğru aslında...

Doğan Cüceloğlu diyor ki ; 


Güveni düşük olan toplumda ana babalar çocuğun kiminle oynadığı konusunda çok duyarlıdırlar. Sık sık, "o pis sokak çocuklarıyla oynama," türünden sözler çocuklara söylenir. Ana babalar kendi çocuklarının tanıdık bildik ailelerin çocuklarıyla oynamalarına önem verir. 

Tanımadıkları ailelerin çocuklarının kendi çocuklarının ahlakını bozacaklarını düşünürler. Yalnız diğer çocuklara değil, kendi çocuklarına da güvenmezler ; o nedenle çocuğu ve oyun ortamını sürekli denetlemek isterler. Böyle denetleyici ve koruyucu bir ortamdan nasıl bir insan yetişir? 
Aynı anası ve babası gibi kendine güveni olmayan , yaşamı olduğu gibi kabul edemeyen, yaşamı sürekli olması gerektiği yöne itmeye çalışan ve bunu beceremedikleri için de sürekli kaygılı , kuşkulu ve aciz insanlar . 

Annelerin çocuklarına sürekli , "koşma, düşersin!" dediği bir ülkenin çocuklarıyız. 

Güveni yüksek olan toplumda ana babalar çocuğun kiminle oynadığı konusunda pek kaygı duymazlar . Çocuğun o toplumda her kesimden karşılaşması ve etkileşim kurmasına özen gösterirler ve bu nedenle çocukları değişik sosyal , kültürel , etnik gruplarla karşılaşmasını ve etkileşim kurmasını sağlarlar . 

Yalnız kendi çocuklarına güvenmekle kalmaz , genel olarak insanlara ve yaşama güvendikleri için, çocuğun oyun ortamını sürekli denetlemek ve onu korumak istemezler ; çocuğun yaşamla sürekli etkileşim içinde olmasına özen gösterirler . Böyle özgürlükçü ve teşvik edici bir ortamda nasıl bir insan yetişir? 

Aynı anası ve babası gibi kendine güveni olan, yaşamın şimdiki gerçeğini gören, o gerçeğin üstüne inşa eden, yaşamı olması gerektiği yöne ne zaman, nasıl, ne kadar iteceğini bilen ve bunu yaparken kaygısız , huzurlu , sakin ve mutlu olan insanlar. Bu insanlar kendilerini aciz değil, güçlü hissederler.

Yazının tamamı için buraya TIK TIK

Bu konu da sizler ne düşünüyorsunuz ? 

Düşünceler paylaştıkça güzel . Sevgiler .


Devamını Oku

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Dostum Bu Pharmaceris Ürünleri Bir Harika !

Dostum Bu Pharmaceris Ürünleri Bir Harika !


Dezavantajım olan alerjik yapım alerjik bir cilde sahip olmam her zaman rahatlıkla her ürünü kullanmama engel oldu . Zaten kolay kolay öyle her ürünü de kullanmam . Detaylıca araştırırım  , dermatologlar yazıyor mu tavsiye ediyor mu diye gözlemlerim . Ona göre alır kullanırım . 
Ama günümüzde internet sağ olsun tüm eczane ilaçları , ürünleri internet üzerinden satılmaya başlandı . Gerçi ne derece güvenilir o kısmı tartışılır . Ben sağlıkçı olarak internet üzerinden dermokozmetik ürün ve ilaç alımına her zaman karşıyım hatta en irrite olduğum konu .
İşin içinde olmak bile yetmiyor bazen dönen sahtekarlıkları anlamaya . O internetten alınan ilaçlara , vitaminlere ne derece güveniyor ki insanlar . Bu piyasa da bile sahtekarlıklar almış başını gitmiş durum o kadar vahim yani . Eczaneye gidip danışarak ve birebir gözünüzle bakıp almanızda fayda var .
Bu aralar ki favorim Pharmaceris ürünleri ki pek değişmeyecek gibi görünüyor . Kullanmaya başlayalı 1,5 ay oldu . Ama kesinlikle şahane . Cildinizdeki değişiklikleri kullanmaya başladıktan 1 hafta sonra gözle görülür şekilde fark edebiliyorsunuz .
Pharmaceris ürünleri cilt dostu ürünler olarak üretilmiştir . İçeriğinde cilde zarar verecek ürünler barındırmamaktadır . Dermatologların tercih ettiği , reçetelendirdiği en iyi markalardan biri . Ayrıca kesinlikle internet satışı yok . Pharmaceris ürünleri kesinlikle tedavi etmeye yönelik ve gayet de başarılı . Özellikle hassas cilt serisi mükemmel , tam benlik .



Dostum Bu Pharmaceris Ürünleri Bir Harika !


Pharmaceris :
  • A serisi alerjik ve hassas cilt serisi .
  • N serisi kılcal damarlı cilt serisi .
  • T serisi akneli ve yağlı cilt serisi .
  • W serisi lekeli cilt serisi .
  • F serisi fondotenli güneş kremi serisi .
  • R serisi rozalı cilt serisi .
  • M serisi hamile serisi .
  • S serisi güneş serisi .


Ürünler su bazlı olması sebebiyle ciltte yağlandırma yapmıyor . Gözenekleri tıkamıyor , siyah noktalara neden olmuyor . Yumuşakcık , pürüzsüz , kadifemsi bir yumuşaklık sağlıyor . Güneş ürünleri oldukça başarılı . BB krem diye bilinen fondötenli güneş kremleri bir harika . Kusursuz şekilde kapatıyor hem güneşten koruyor hem de ciltte tabaka şeklinde yapışıp kalmıyor .
Leke serisi geçmeyen en zor cilt lekelerini tedavi ediyor . Cilde ciddi anlamda bir aydınlık , leke tonlarında açılma sağlıyor ve net bir şekilde cilt tonunu eşitliyor . Akne serisi cildi aşırı kurutmadan akneleri tedavi etmeye yönelik ve o parlak yağlı tabakayı yok ediyor  . Zaten internetten satılmıyor olması bence güvenirliğinin kanıtı .
Diyeceğim o ki hani olur da cildi için kullandığı ürünlerden memnun olmayanlar vardır , istediği sonucu alamamıştır . Ha işte Pharmaceris' i mutlaka araştırıp , deneyin derim .

Sevgiler .




Devamını Oku

20 Mayıs 2016 Cuma

Lohusa Kafası & Lohusa Sendromu

Lohusa Kafası & Lohusa Sendromu

Hemen hemen her taze annenin yaşadığı durum lohusa kafası , lohusa sendromu diye bir şey var . Her söylenenin sivri göründüğü , alınganlık durumunun tavan yaptığı , yeni bir hayata alışma sürecine çalışılan taze annenin farkında olmadan kabusu olarak ortaya çıkabilir . 

Bitmeyecek gibi görünen 9 aylık süreç bitti . İki kişi çıktığınız eve 3 kişi ya da 4 kişi döndünüz . Tarifi mümkün olmayacak kadar mutlusunuz , bakmaya bile doyamıyorsunuz . Ama  yorgun , endişeli ve duygusal olarak dengesizliklerin tam merkezinde gibisiniz .  Bebeğiniz hariç herkese uyuz olduğunuz , her kafadan bir ses çıkaran çevre halkınızı boğmak istediğiniz , 'bu bebek benim ,ben doğurdum annesi benim ' diye bağırmak istediğiniz bu 6 haftalık sürece lohusalık dönemi deniyor .  :)

Yeni doğum yapmış çoğu kadın , doğumdan sonraki  günlerde sinirlilik , üzüntü, ağlama isteği ve gerginlik gibi karmaşık duyguları yaşayabilir . Bu belirtiler , doğum ve sonrasında yaşanan hormonal dalgalanmalar , yorgunluk , uykusuzluk ve hayatta aldığınız en önemli sorumluluktan kaynaklanabilir . Bu ruhsal dalgalanmalar genellikle ilk haftadan sonra kaybolur . Bazen de 1-3 ay arası sürebilir .

 • Göğüslerde Hassasiyet  : Göğüsleriniz şişebilir ya da özellikle meme uçlarında ağrı ve sızlama hissedebilirsiniz . Diğer taraftan mastit de gelişebilir .

 • Kabızlık : İlk bağırsak hareketi için doğumdan sonra birkaç gün geçmesi gerekebilir . Eğer hemoroidiniz diğer adıyla basurunuz  var ise veya doğum vajinal yolla olmuş ve epizyotomi yani doğumda bir kesi  uygulanmış ise doğumdan sonraki ilk dışkılama hareketi ağrılı , can acıtıcı olması mümkün .


 • Epizyotomi : Vajinal doğum sırasında doğumu kolaylaştırmak için vajin çıkışına bir kesik yapılmış olabilir veya doğum sırasında bu bölgede yırtıklar oluşmuş olabilir. Epizyotomi veya yırtıklara konulmuş dikişler oturmanızı ve yürümenizi bir süre zorlaştırabilir. Öksürürken ve hapşırırken ağrı duyabilirsiniz.


 • Sıcak veya Soğuk Basmaları : Doğumla birlikte , vücudumuzda çok ciddi hormonal değişiklikler oluşur . Bu hormonal değişiklikler vücudunda bir yangın hissetirebilir ya da bir an da üşüme , titreme , çok fazla terleme olarak ortaya çıkabilir .

 • İdrar ve Gaita Kaçırma : Doğum sırasında, doğum kanalı çevresindeki kasların esnemesi sonucunda öksürünce , gülünce , hapşurunca  veya ıkınınca istemsiz idrar kaçırma ve bağırsak hareketlerinizde kontrolsüzlük yaşanabilir . Bu özellikle zor doğumlardan sonra daha sık görülmektedir .

 • Rahim Bölgesinde Ağrılar : Doğumundan sonraki günlerde de rahim kasılmaları devam eder . Bu kasılmalar özellikle bebeği emzirirken ve kanama kesici ilaç aldıktan sonra çok daha belirgindir .

 • Vajinal Akıntı : Doğumdan sonraki günlerde alışık olduğunuz regl kanamasından daha çok ve sıklıkla pıhtılar içeren bir kanama görülecek tabii bu kişiden kişiye bünyeden bünyeye değişiklik gösterebilir  . Bu kanama daha sonraki günlerde giderek azalacak , rengi giderek sarımsı bir tona dönecek  .

Lohusa sendromunun bana göre tek çaresi emzirmek . Kimseyi tınlamayın , söylenenleri kulak ardı edin . Bol bol emzirin , bol bol bebeğinizi koklayın , bebeğinizin uyuduğu her anda mutlaka dinlenip , uyuyun . 

Sendromunuz az , lohusalığınız dırdırsız , bol bebek kokulu bal gibi geçsin .  :)

Sevgiler .
Devamını Oku

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Sana ne ifade ettiğini #AnneneHiçSöyledinMi?

Annenizin size olan sevgisini siz de anne olunca gerçekten anlayabilirsiniz... Nestlé İyi Büyüsün İyi Yaşasın Anneler Günü video’sunu izleyerek, siz de annenize olan sevginizi https://www.facebook.com/iyibuyusuniyiyasasin adresinden paylaşabilirsiniz.
Ayrıntılı bilgi almak için www.iyibuyusuniyiyasasin.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını Oku

3 Mayıs 2016 Salı

Tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü kutlu olsun!

Tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü kutlu olsun!

Anneler Günü geldi çattı… “Hep daha iyisi” diyerek bebeklerin ve annelerin isteklerine her zaman en iyi şekilde cevap veren, Türkiye’nin yeni bebek bezi ve ıslak havlu markası Sleepy, Unutkan Anneler’e teşekkür ederek onları unutmadığını gösterdi.
Bir zamanlar uyku kelimesini en sıcak kelime olarak tanımlayan, %50 indirimleri ve yeni sezon çantaları kaçırmayan, en son çıkan filmlere en önce giden, yemek keyfinden asla ödün vermeyen, küçük bir temizlikten sonra bile en az 3 saat dinlenen ve fönsüz dışarı adımını atmayan ama bir gün, dünyalarını değiştiren o büyük mutluluk ile birlikte dünyaları unutan tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü’nü büyük bir coşku ile kutladı.
Kendilerini çocuklarına adaya Unutkan Anneler’i unutmayan Sleepy, Anneler Günü için özel olarak hazırladığı ajandası ile de tüm annelerin kalbini çalmayı başardı. #unutkananneler hashtag’ini kullanarak Instagram ve Twitter sayfalarında paylaşımda bulunan ve Mayıs Ayı boyunca market.sleepy.com.tr adresinden alışveriş yapan herkese dağıtılacak bu ajanda ile tüm bir yıl mutluluk ve bol bol gülümsemeyle geçecek.
Sleepy, en sevdikleri pastanın son dilimini her zaman çocuklarına ayıran ve gerçek sevginin ne anlama geldiğini varlıklarıyla kanıtlayan Unutkan Anneler’e “İyi ki varsınız…” diyor ve kalpten bir teşekkür gönderiyor.

Tüm Unutkan Anneler’in Anneler Günü kutlu olsun!
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını Oku
blog tasarım
MİNİK KELEBEĞİN ANNESİ COPYRİGHT © 2014 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.BLOGUMDA YAYINLANAN YAZILARIN VE RESİMLERİN İZİNSİZ KULLANILMASI 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASINA AYKIRIDIR.