Neredeyse hepimiz sabah gözümüzü açar açmaz ilk olarak telefona bakıyoruz . Anlık takipler artık hastalık haline dönmüş gibi görünüyor . Bu bir hastalık bilmem haberiniz var mı ama maalesef öyle...
Bu psikolojik durumun adı Fomo Hastalığı olarak adlandırılıyor . Diğer adı ile gelişmeleri kaçırma korkusu diye de adlandırılıyor .
Bu psikolojik durumun adı Fomo Hastalığı olarak adlandırılıyor . Diğer adı ile gelişmeleri kaçırma korkusu diye de adlandırılıyor .
Fomo , gündemi kaçırma , takip edememe korkusu . Fomo hastalığı insanların sürekli sosyal medyaya olan bağlılığını özetleyen bir ruh hali . Aslında tamamen insanın kontrol duygusuyla ilgili .
Bu hastalığın başlıca belirtileri ;
- Sürekli sayfa yenileme isteği
- Sosyal medyada online olmadığı zamanlarda huzursuz hissetmek
- Paylaşımlarının beğeni almaması sonucu üzüntü ve duygusal çöküntü yaşamak
Öyle ki küreselleşmenin getirdiği sosyolojik-politik değişimlerle beraber büyük teknolojik değişikler de oldu . Sanal ortamda iletişim kurabilmek artık çok ama çok kolaylaştı . Bu kolaylık insan ilişkilerini öldürdü de diyebiliriz .
Herkesin elinde bir telefon ve baktıkları bir ekran... İnsan ilişkilerimiz bitecek noktada hatta belki de bitti , o derece bağımlı insanlar çoğunlukta . Telefon , sosyal medya o derece temel ihtiyaçmış gibi...
Hiperaktif ve dürtü kontrolü zayıf kişiler risk grubunu oluşturuyor . Ama yapılan araştırmalara göre Z kuşağı olan yani 2000 ve sonrasında doğan kişilerde Fomo daha sık görülüyor . 1980-1999 doğumlu olan Y kuşağında ise Z kuşağına göre daha az görülmekte .
Herkesin elinde bir telefon ve baktıkları bir ekran... İnsan ilişkilerimiz bitecek noktada hatta belki de bitti , o derece bağımlı insanlar çoğunlukta . Telefon , sosyal medya o derece temel ihtiyaçmış gibi...
Hiperaktif ve dürtü kontrolü zayıf kişiler risk grubunu oluşturuyor . Ama yapılan araştırmalara göre Z kuşağı olan yani 2000 ve sonrasında doğan kişilerde Fomo daha sık görülüyor . 1980-1999 doğumlu olan Y kuşağında ise Z kuşağına göre daha az görülmekte .
Kendimizi kontrol etmek , insan ilişkilerimizi tekrar gözden geçirmek için sınırlamalara ihtiyaç var gibi . Bu kadar bağımlı olmanın kimseye bir faydası yok gibi zararı da oldukça çok gibi görünüyor . Bitmesin ilişkilerimiz , kafamızı kaldırıp etrafa bakmak da fayda var .
Gerçek hayatımızda sosyalleşmeyi kaybetmeyelim...
Sevgiler .
Merhaba, çok haklısınız şahsen tanıdığım en az 2 kişi bu hastalığa kendini kaptırmış ama maalesef bunu kabul etmiyor. Birisi benim yaş grubumdan (40 üstü) diğeri ise 67 yaşında. Sanırım ruhsal sorunu olup gerçek insan ilişkileri zayıf olan biri telefon sayesinde sosyalleşme boşluğunu kapatmış oluyor. Diğer tarafta sürekli ilgiye ihtiyaç duyan ve böylece kendisini yüceltebilen birisi de kendisini bu şekilde tatmin edebilir. Temel olarak bir eksikliği doldurma ihtiyacı bu hastalığa yol açar diye düşünüyorum.
YanıtlaSilBencede bu hastaliga gunumuzde yakalanmamis olan cok az insan var. Herne kadar kabul etmesekte bloggerlerin cogu kapilmis durumda 🤔😔
YanıtlaSilBlogger olmak Fomo'yu tetikliyor bence :D
YanıtlaSilSalgın gibi yayılıyor bence. En büyük destekçisi facebook galiba
YanıtlaSilÇok doğru ve maalesef cocuklarda bu hastalıkla büyüyorlar telefon tablet ufacık cocukların ellerinde farkında olmadan ciddi zarar veriyoruz kendimize de cocuklarımıza da...
YanıtlaSilEvet maalesef yakalandik. Çocuklarima kizarken ben de telefonu elimden düsürmüyorum. Gerçekten çagin virüsü.
YanıtlaSilÜzülerek söylüyorum ki söyledikleriniz çok doğru, özellikle de bazı insanlar var sosyal medyada anlık fotoğraflar paylaşıyorlar ve beğeni almadıklarında, sanki beğeni aldıklarında çok büyük bir şey olacakmış gibi üzüntüden ağlayan insanlar var.
YanıtlaSilHatta sosyal medya sitelerinde bir şeyler paylaşıp sonrada arkadaşlarına, lütfen şu fotoğrafımı beğenirmisin, fotoğrafımı beğenirsen çok çok mutlu olurum diyen insanlar var.
Bence bunun suçlusu sadece çocuk değil, çocuklarıyla ilgilenmeyen, çocuklarıyla sohbet etmeyen anne babalarda. Güzel bir konuya değinmişsiniz.
Merhaba Ayşe kızım.Öncelikle güzel bir ailen var.Allah, yeni senede de mutluluğunuzu daim etsin.Ben aslında evli ve sorumlulukları olanların bu işe kendilerini fazla kaptırmaması lazım diye düşünüyorum.Zira, bir eş ve çocuk,bence kontrollü olması gereken grubu bu kişiler oluşturuyor.Blogger olarak ben,hiç üstüme alınmadım.Zaten belli bir yaştayım.İster açarım bakarım,bazen hiç açmam.Eğer benim bütün aktivitem bundan ibaretse kendime kota uygulayabilirim.Bu tip YARGIyı düşündüren konularda esnek düşünmek ve kimseyi yargılamamak gerekir.En azından gençlerin yapacağı,çocuklarını vakit varken bu illetten uzak tutmaya çalışırken,bizzat yanlış örnek olmamak.Sitemi oluştururken mecburen eklenen facebook sosyal!!!medya seçeneği bana dayatılan bir şey oldu.Zaten hiç hoşlanmıyorum.Laf olsun diye bazen şöyle bir göz atıyorum. ...Kadın günlerinden ve dedikodularından genç kızlığımdan beri hiç hoşlanmam.Onun için önce kendimize teşhis koyarak başlamalıyız Ve başkalarını, tercihlerinden dolayı suçlamak pek etik olmaz.Uyarıcı bir yazıydı,katkım olsun istedim. Sevgilerimle.
YanıtlaSilMaalesef hepimiz ucundan kıyısından yakalanmış durumdayız sanırım :(
YanıtlaSilEvet, çok duyorum şu aralar, meğer Fomo imiş diye!
YanıtlaSilGerçek hayatta sosyalleşelim inşallah, en güzeli tabikisi ;)
Doğru saptamalar. Arkadaşların dediği gibi blogger olmak işin boyutunu farklılaştırıyor. Sabah kalktığımda ilk işim mailler, onları atlamam. Whatsapp ı çok gereksiz kullanmadığımdan oradan gelen bildirimleri de açarım bekletmem ama sonrası boş kaldığımda ilgileneceğim şeyler.
YanıtlaSilBu arada bloguma yapılan yorumlar çok önemli. Bekletmeden yayınlamalıyım ve mümkün olduğunca hızlı yanıtlamalıyım. Eğer kişi zaman ayırıp bana yorum yapıyorsa ben bekletiyorsam rahatsız hissederim kendimi. Sayfa yenileme gibi bir huyum hiç olmadı:)
Çağımızın hastalığı da diyebiliriz.. Üzücü maalesef..
YanıtlaSilBlogger olmanın getirdiği sorumluluk dışın da çok etkisin de değilim şükür ama tamamen bağımsız olduğumu da söyleyemem.
YanıtlaSilÇok haklısınız ama gündemi takip etmeyince de epey geride kalıyorsunuz ve neredeyse her saat başı değişiyor gündem. Çok kötü bir kısırdöngü bu. İçerik üretenler için bir nevi zorunluluk gibi bir şey her saat başı sosyal medyayı kurcalamak.... :(
YanıtlaSilMalesef 7'den 70 'e herkes bu salgın hastalığa sürükleniyor.En kötü tarafı da herkesin bunun farkında olmasına rağmen engel olamaması :(
YanıtlaSilEn masumu blogger bence. Geri kalanın çoğu vakit geçirme/kaybetme oluşumları. Geçenlerde biri bişey dedi. Eskiden anın tadını çıkarırdık, yediğimiz yemeğin, yaptığımız tatilin tadını çıkarırdık. Şimdilerde tatil fotosu paylaşmak için tatile gidenler var dedi. Tuhaf geliyor belki ama doğru. Teknoloji hayatımıza birşey katmıyorsa, bizi bir adım öne taşıyıp ufkumuzu açmıyorsa zararlı olabiliyor. Keşke yeni nesil de eskinin tadını bilebilseydi.
YanıtlaSil