Ocak 2016-Minik Kelebeğin Annesi

29 Ocak 2016 Cuma

Üstün Dökmen & Bunu mu İstiyorsunuz ?

Üstün Dökmen'i çok severek takip edenlerdenim . Öyle doğru ve güzel yazmış ki kalemine yüreğine sağlık . 

Bunu mu İstiyorsunuz?

• Çocuğunuz ;

– Varsın , omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın…ama , matematiği düzgün olsun.
– Varsın , evin çalan telefonuna cevap veremesin…ama, notları yüksek olsun.
– Varsın , eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın…ama , fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın , ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün… ama , sınıfın birincisi olsun .
– Varsın , kendisinin fazladan harçlığı olduğu halde ; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin…ama , öğretmenlerinin gözdesi olsun .
– Varsın , başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp ; “ Ya siz nasılsınız efendim…” diyemesin…ama , yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın , oyun arkadaşları olmasın…ama, sınavlarda “on” çeksin.
– Varsın ;
– Taziye nedir ? bilmesin ,
– Başın sağ olsun ne demek , anlamasın ,
– Geçmiş olsun kime denir , niçin denir, haberi olmasın ,
– Uğurlar olsun , ne anlama gelir farkında olmasın ,
– Ama… karneleri süper olsun .
– Evet…varsın, tek dostu olmasın…ama, iyi gelir getiren bir mesleği olsun…öyle mi…

Bu çocuğu bu hale nasıl mı getirdiniz :

– Bandı üç ay geriye sararak, çocuğunuzla “nelerden ibaret” olan iletişiminizi dinlemek ister misiniz;
– “Oğlum, çıkar üstünü-başını…doğru derslerinin başına…
– Kızım, öğrenemedin gitti şu işi…hafta içi sokak-mokak yasak…
– Ne gezmesi…sen önce ödevlerini bitir.
– Oyun mu…gelmeyeyim yanına…
– Geçen dönemin berbat karnesini unuttuğumu sanma…
– Birazdan tek tek bakacağım ödevlerine…
– Yavrum, bıktım ama her akşam ders çalış demekten…
– Şu odanın hali ne küçük bey…
– Hayır efendim…siz de ana-baba olunca her akşam bol bol televizyon izlersiniz…
– Haftaya veli toplantısı var biliyorsun değil mi küçük hanım…
– Çocuklar…kesin şamatayı da elime sopa almayayım…

• Çocuğunuzla bilmem ama , bu tarzınızla kimseyle iletişim kuramazsınız.

• Mesela , çocuğunuz hakkında şunları hiç merak ettiniz mi ?

– Elinin neye yatkın olduğunu ,
– Gönlünün neler arzuladığını ,
– Dilinin neye uyumlu olduğunu ,
– Gözlerinin zevkini ,
– Hangi oyunlardan hoşlandığını ,
– Neleri “merak” ettiğini ,
– Arkadaşları ile en çok hangi oyunları oynadıklarını ,
– Hangi oyunlarda başarılı olduğunu ,
– Futbolla ilgisini, basketle arasını, satrançla havasını… hiç merak ettiniz mi acaba .
– Bisiklet sürmeyi öğrenip öğrenmediğini ,
– Resim dersiyle ilgisini ,
– Müzikle arasını…hiç mi sormadınız…

• Öyleyse çocuğunuzla :

– Ayağı yere basan bir iletişim kuramazsınız.
– Her sözünüze tepkili olması,
– Lafı ağzınıza tıkaması,
– Bazen de sizi terslemesi,
– Hayallerinizin suya düşmesi…hep bundandır…canım kardeşim.

ÜSTÜN DÖKMEN


Mutlu , duyarlı , saygılı , sevgi dolu çocuklar yetiştirmek dileği ile sevgiler...
Devamını Oku

28 Ocak 2016 Perşembe

Kan Grubumuza Göre Beslenme



Kan grubumuza göre beslenme diye bir olay var . Araştırmalara göre de cidden tutuyor . Kan grubu eti sevenler ve kan grubumu otu Kan grubumuza göre etçil mi yoksa otçul mu olduğumuz şekilleniyormuş .

Nasıl mı ?


A Grubu :


Vejetaryen

Sindirim sistemi duyarlı
Bağışıklık sistemi güçlü
Sebze ağırlıklı besin alımı
Yemek beğendirmek zor
Narin ve naif bir sindirim sistemi en büyük etken

B Grubu :


Sindirim sistemi dayanıklı

Sütlü besinlere ilgili
Sebze ve et birlikte beslenmeyi sever
Canı ne isterse onu yer


AB grubu :


A ile B 'nin birleşimidir



0 Grubu  :


İlk insanları simgeler

Et yemeye bayılırlar
Sindirim sistemi sağlamdır
Bağılıklık sistemi fazla hareketlidir
Tam bir etobur , her yemekte kırmızı et olsa hayır demez


AB GRUBU Faydalı olan yiyecekler:

Yoğurt, beyaz peynir, eski kaşar, keçi ve koyun sütü ve peyniri,
Karabuğday ürünleri ve ekmeği, yulaf ürünleri ve ekmeği, pirinç ürünleri ve ekmeği, yumuşak buğday ürünleri ve ekmeği,
Zeytinyağı ve ceviz yağı, ceviz, yer fıstığı, zencefil, ginseng, kuşburnu, papatya, körri, yeşil çay, kimyon, keten tohumu
Yeşil mercimek, salatalık, karnabahar, beyaz lahana, patlıcan, kırmızı pancar, semizotu, çiğ ıspanak, kara lahana, marul, havuç, pazı, brokoli, , sarımsak, soğan, kereviz, deniz lahanası (laminarya), maydanoz ve her türlü yeşil yapraklı sebze
İncir, üzüm, kiraz, vişne, erik, greyfurt, limon, mürdüm eriği, karpuz, kivi, ananas, yer elması, pekmez, magnezyum sülfat 

Zararlı olan yiyecekler:

Tavuk ve her et (koyun ve hindi hariç), deniz hayvanları
Mısır ve ürünleri, çavdar ekmeği, buğday tip 405–550 (durra) ve ürünleri, susam ve ürünleri, kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş
Börülce fasulye, ayçiçeği çekirdekleri, pul biber ve her biber, kara ve beyaz biber, domates salçası, şarap sirkesi, enginar, turp, piyasa zeytinler, her türlü sıvı yağ ve katı yağ (zeytinyağı ve ceviz yağı hariç),
Siyah çay, kahve, Portakal ve suyu, nar ve suyu, muz, avokado, aloe vera, anason, Hindistan cevizi
Tereyağı, dondurma, süt , bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, früktoz, glikoz, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek

Yiyebilecekleri ;

Tavuk, mısır, soda, gazoz 
Arpa ekmeği, keten tohumu, kekik, nane, arpa ve ürünleri, Antep fıstığı, badem
Kırmızı mercimek, beyaz fasulye, barbunya, pırasa, domates
Kayısı, dut , kavun ve zararlılara girmeyen yiyecekler , meyve ve sebze

0 GRUBU KAN

Faydalı olan yiyecekler :

Kırmızı et: dana, sığır, koyun, yabani (yağlı olabilir), balık,
Zeytinyağı, keten yağı, ceviz, ceviz yağı,
Kavrulmamış kabak çekirdeği, enginar, lahana, brokoli, hindiba, marul, çiğ ıspanak, roka, maydanoz, her türlü yeşil yapraklı sebze, pazı, turp , kırmızı pancar, kabak, bal kabak, soğan, sarımsak,
Zencefil, safran, kırmızı pul biber, keçiboynuzu (tohum ile beraber) körri (zerdeçal), kimyon, kuşburnu, mercanköşk, ıhlamur, keten tohumu,

İncir, üzüm (bilhassa kara üzüm), erik, mürdüm erik, kiraz, vişne, greyfurt ve suyu, karadut, karpuz, mango, bal (gerçek), soda (maden su), yeşil çay,

Zararlı olan yiyecekler:

Karışık et (salam, sucuk, sosis gibi); süt ve ürünleri )
Buğday ve ürünleri (bilhassa tip 405–550), mısır ve ürünleri
Rafine olmuş sıvı yağlar (zeytin ve keten yağı hariç), piyasa zeytinleri, hazır turşular
Dondurma, kavrulmuş ve bekletilmiş kuru yemiş, yer fıstığı, kahve, siyah çay, buğday ve mısır nişastası
Portakal, aloe vera,
Karnabahar, ketçap, domates salçası, şarap sirkesi, bayat yiyecekler, hazır yiyecek ve içecekler, tatlandırıcı, , glikoz, früktoz, mide ve bağırsaklarda gaz oluşturan her yiyecek.

Yiyebilecekleri ;

Tavuk, hindi ve yabani kuş eti, taze yumurta,
Tereyağı, ara sıra kaymak, kefir, yoğurt, beyaz peynir, eski kaşar, tulum peyniri, koyun ve keçi peyniri 
Susam ve ürünleri, kestane, fındık, badem ve badem yağı, çam fıstığı,
Her çeşit lahana , börülce, barbunya, beyaz semiz fasulye, yeşil fasulye, patlıcan, kereviz, her meyve ve sebze , doğal zeytin
Nohut, pirinç ve ürünleri, karabuğday ve çeşitleri, çavdar ve çeşitleri, nişasta buğday çeşitleri 

Şöyle kızımdan , eşimden ve kendimden yola çıkarak baktığımda bence doğruluyor gibi . Ya sizin kan grubunuz ne ?  Sizinde kan grubunuzla beslenmeniz tutuyor mu ?


Sevgiler .



(Kaynak)
Devamını Oku

27 Ocak 2016 Çarşamba

Çocuk Kitaplarının Önemi ( Konuk Yazar )

Blog dünyasının bana kazandırdığı en naif güzel insanlardan bir tanesi Gülşah . 2 Çocukla Hayat adlı blogunu çok keyifle ve severek takip ediyorum . Gülşah 'ı hem anne hem blogger olarak çok başarılı buluyorum . Takdir ediyorum ve örnek alıyorum . Gülşah benim blogumun ilk konuk yazarı oldu . Beni çok mutlu etti . Kendisine bu güzel yazısı ve misafirliği için çok teşekkür ediyorum . 

Çocuk Kitaplarının Önemi ( Konuk Yazar )


Biri 10 yaşında diğeri 3 yaşında iki evlat sahibiyim. İlk çocuğumu kucağıma aldığım andan itibaren en büyük hayalim  kitap okumayı seven çocuklar yetiştirmekti . Benim tüm okul yıllarım bol bol kitap okumak, günlük yazmak, kompozisyon yarışmalarına katılmakla geçti. Ama annem hep abarttığımı söyler gözlerimin bozulacağını ima eder moralimi bozardı. Çocuk aklımla bile büyüyüp anne olayım ben çocuklarıma annem gibi davranmayacağım derdim. İşte bunu da elimden geldiğince uyguladım ve uygulamaya devam ediyorum. 
Çocuklarımın ilk oyuncakları yumuşak kemirile bilen bebek kitapları oldu. Oyuncak hediyesinden çok kitap hediye ettim. Oyuncak sepetinden önce ilk yıllarında odalarına boylarına göre  kitaplık kurdum. Yatarken bende dahil herkes kendi kitabını aldı okudu. 
Bu bir kısır döngü çocuklara al bunu oku ya da al bunu yap dersen yapmaz çocuk her zaman anne babadan gördüğünü yapar. Evet babamız kitap okumuyor hatta hiç ilgisini çekmiyor bu yüzden bana daha çok iş düştü ve kitaplarımı hep onların gözü önünde yerleştirdim birlikte kocaman bir kitaplık oluşturduk. 
Çocuk bu oturup dinlemeyedebilir ama azimle hep yanlarında okudum ve hala da devam ediyorum. 10 yaşında ki oğlumdan bunun geri dönüşünü artık alıyorum. Çok güzel uydurma hikayeler yazıyor. Ve telefonuma indirdiğim bir kitap sitesinden canı istedikçe sepete kitap atıyor bende müsait oldukça alıyorum. Bazen bize çok kızıyor veriyorum eline kalem kağıt bütün duygu ve düşüncelerini yaz diyorum yazıyor ve saklıyor. Bazen de okumam için gözüme sokuyor .
Küçük kızıma da bir bebek alıyorsam yanına illa bir kitap sıkıştırıyorum şimdi ki çocuk kitaplarının çizimleri hikayeleri çok güzel beni bile eğlendiriyor. Artık onunda kendince kocaman bir kitaplığı var. Bazen alıyor eline kitaplarını resimlerine göre hikayeler uyduruyor. Umarım oda büyüdüğünde abisi gibi bir kitap kurdu olur.

Sizde okuyun hiç sevmiyorsanız bile vakit yok diyorsanız bile çocuklarınıza aldığınız kitapları okuyun ve okurken o dünya da yaşadığınızı hayal edin 10 dk olsa gerçek dünyadan uzaklaşın nasıl rahatladığınıza inanamayacaksınız .

Bloğumda tek tek kitap önerilerimi de paylaşıyorum. Umarım okumayı çok seven bir nesil yetiştirebiliriz.

Sevgiler


Gülşah ÖNEN




Devamını Oku

26 Ocak 2016 Salı

Aile Boyu Sambucol

Aile Boyu Sambucol


Evet evet , kendileri bu dönem bize en iyi gelen şey diyebilirim . Aile boyu kullandığımız çocuk doktorumuzun tavsiyesi üzerine kullanmaya başladığımız Sambucol , böyle süper güçle hepimizi toparladı diyebilirim . İçerisindeki kara mürver ekstresi , C vitamini , çinko ile Gribin ve domuz gribinin tavan yaptığı şu dönemde büyük destek . Harika bir tadı var . Berrak dahil aile boyu severek içiyoruz . Hatta Berrak hanım bal bal diye içiyor şurubunu . :)


Aile Boyu Sambucol


Sambucol ;

Kara mürverin kırmızı  mor renkli meyvelerinden elde edilmekte olup , antiviral etkisi ile ilk kez bir Türk kökenli dünyaca ünlü virolog Madeinline Mumcuoğlu tarafından kanıtlanmıştır .
Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede oldukça yaygın olan Sambucol , bağışıklık sistemini güçlendiren çok özel , bitkisel bir besin takviyesidir . Severek kullanılmasının en önemli nedenlerinden biri Kara mürver ekstresi , bu lezzetin ana kaynağıdır .
Sambucol yapay tatlandırıcı veya aroma içermez . Antik çağlardan bu yana olumlu etkileriyle bilinip tüketilen kara mürver , hanımeligillerden gelir . En yüksek antioksidan içeriğe sahiptir . Antiviral etkisini kara mürver meyvesinden almaktadır .
Enfeksiyonlardan Korunmayı Sağlar

Sambucol güçlü antioksidan etki gösteren kara mürver (black elderberry) içeriği ile bağışıklık sistemine tam destek sağlar. Savunma hücrelerinin üretimini arttırarak tehditlere karşı hızlı yanıt geliştirir.

Hastalık  Süresini Kısaltır

Sambucol , antivirin içeriği ile virüslerin yayılıp çoğalmasını engelleyerek grip ve soğuk algınlığını kısa sürede atlatmaya yardımcı olur. Ateş , öksürük , kusma hissi ve nasal konjesyon gibi semptomlarda ilk günden itibaren hızlı bir düzelme sağlar. 

Çocuk, yetişkin tüm aile tarafından bütün bir yıl boyunca güvenle kullanılabilir .

Bugüne dek bildirilmiş hiçbir yan etki ve toksik etkisi yoktur .

Güzel tadı vardır , aç veya tok kullanılabilir .

Uyku hali yapmaz , günlük performansı etkilemez .

Sambucol Plus Şurup

Vitamin C                                       110mg

Çinko                                              2.6 mg

Siyah elderberry Extresi               3.8 mg

Önerilen Günlük Doz : Günde 2-4 defa 10 ml.
Sambucol 1-12 Şurup

Vitamin C                                         32.5 mg

Siyah elderberry extresi           0.95 mg

Önerilen Günlük Doz :  Günde 2 defa 10-15 ml.

Sambucol Plus Efervesan

Vitamin C                                         60 mg

Çinko                                                 7.5 mg

Siyah elderberry extresi           150 mg

Önerilen Günlük Doz : Günde 1-3 tablet bir bardak su içerisinde eritilerek.


Sevgiler .
Devamını Oku

25 Ocak 2016 Pazartesi

Hayat Bir Hediye

Hayat Bir Hediye

Hastalık dolu zor günlerin ardından okuduğum en güzel yazıydı . Daha çok kişiye ulaşsın , daha çok kişi okusun diye blogumda yer vermek istedim . Hani bazen böyle şeyleri okumak iyi gelir ya insana , kendini bir daha bir daha gözden geçirir ya aynen öyle işte . 

90 Yaşındaki Bir Kadından Öğütler :

  •  Hayat adil değil ama yine de güzel !
  •  Hayat o kadar kısa ki , birisinden nefret ederek vakit harcama .
  •  Kimse ama kimse , kendini… çok ciddiye almamalı !
  •  Kredi kartlarını her ay düzenli öde .
  •  Her tartışmayı kazanmak zorunda değilsin . Bazen kabul et , gitsin.
  •  Birisinin omuzunda ağlamak , yalnız ağlamaktan daha iyi gelir .
  •  İlk maaşından itibaren , emeklilik için para biriktirmeye başla .
  •  Konu çikolata olunca , direnmek gereksizdir . 
  •  Geçmişinle barış ki , geleceğini zehir etmesin .
  •  Çocuklarının seni ağlarken görmesinde sorun yok .
  •  Hayatını, başkalarının hayatı ile kıyaslama . Hangi koşullardan geçerek buraya geldiklerini bilemezsin .
  •  Eğer ilişkinin bilinmemesini istiyorsan , o ilişki içinde olmamalısın .
  •  Mutlu bir çocukluk yaşamak için hiç bir zaman geç değil . Yeniden çocukluğunu yaşamak tamamen sana bağlı ve kimse de karışamaz !
  •  Hayatta neye tutku duyuyorsan peşinden gitmeli ve bu yolda ‘hayır’ı bir cevap olarak kabul etmemelisin .
  •  Güzel mumlarını yak , güzel çarşaflarını ser , çeyizindeki yemek takımını kullan . Özel günleri bekleme , bugün gayet de özel !
  •  Mor giymek için daha da yaşlanmayı bekleme , eksantrik olmanın tam sırası !
  •  Çok kötü olaylardan sonra şöyle düşün : “ 5 yıl sonra bu olayın bir önemi olacak mı ? ”
  •  Herkesi ve her yapılanı bağışla .
  •  Başkalarının , senin hakkında ne düşündüğünden sana ne !
  •  Ne demişler ; zaman her şeyin ilacı ! Zaman ver .
  •  Durum ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun , değişecek . 
  •  Hasta olduğunda işin sana bakmayacak , arkadaşların bakacak. Bağlarını koparma , dostlarına zaman ayır .
  •  Mucizelere inan .
  •  Unutma, seni öldürmeyen şey , seni güçlü kılar.
  •  Her gün mutlaka dışarı çık , mucizeler her yerde !
  •  Hayatı çok fazla sorgulama , harekete geç ve gerekeni şimdi yap.
  •  En iyi şeyler henüz gerçekleşmeyenler , umudunu kaybetme.
  •  Ne yapacağını bilemediğinde derin bir nefes al , iyi gelecektir.
  •  Güzel bir pakette ve kurdeleyle bağlı değil ama HAYAT YİNE DE BİR HEDİYE .
İyi , mutlu bir hafta olsun .

Sevgiler .

Devamını Oku

Ürtiker Olduk Biz

Ürtiker Olduk Biz

Sağlık en büyük zenginlik hep diyorum ... 13 Ocak çarşamba günü hayatımın en korkulu , endişeli günlerinden birini yaşadım , yaşadık . Sabah rutin evden çıktık . Berrak'ı anneme bıraktık . Gayet iyiydi , hiçbir problem yoktu . Saat 14:00'de whatsaptan telefonuma gelen fotoğrafı açmamla , çantamı alıp annemin evine koşmam bir oldu . Bir taraftan eşimi arıyorum . Bir taraftan koşuyorum . Berrak'ı görünce ağlamamak için zor tuttum kendimi . Çocuğumun her yeri şişmiş kızarıklıklar , dili şiş , sol gözü arı sokmuş gibi şiş , göz kapanmış ve 39,5 - 40 derecede seyreden bir ateş . Berrak 'anne gözüm açılmıyor , göremiyorum ' diye ağladıkça ciğerim söküldü sanki . Berrak'ı alıp doğruca en seri şekilde hastaneye gittik . Özel bir hastanede her zaman gittiğimiz çocuk doktorumuza gittik . Ama girişteki sekreter 'illa cildiye görsün' diye tutturdu . Gerek yok doktorumuz görse yeterli dememe rağmen cildiye doktorunda bulduk kendimizi . Tabii ki amaç paraydı bir muayene ücreti fazla olsun da ne olursa olsun hesabı . Çünkü özel hastaneler bir ticarethane olmuş..! Sağlık mı o kimin umurunda . Hemen cildiye uzmanı Berrak 'ı muayene etti . Ürtiker olmuş dedi . İçimden evet onu bende biliyorum ama sebebi diye sorarken sorularım bir anda ağzımdan döküldü . Ve koskoca cildiye uzmanı iki şurup yazdı geçti . Halbuki Berrak 'ın ürtikerin ciddiyetinin farkında olmasına rağmen serum takılıp kortizon tedavisi başlanması gerektiğini bile bile bize o iki şurubu yazıp gönderdi...! Odadan çıkmamla reçeteyi çöpe atmam bir oldu . Çocuk doktorumuza çıktık hemen . Doktorumuz muayenenin ardından acil yatış yapmamız gerektiğini 2-3 gün hastanede yatmamız gerektiğini söyledi . Hastanenin günlük ücretinin uçuk bir rakam olması sebebiyle bizi çocuk hastanesine yönlendirdi . Evimize yakın bir mesafede bulunan Antalya Perge Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesine gittik hemen . O halde 2 saat hastanenin acilinde bekledik . Adı acil güya... Neyse ki aldılar ve muayene ettiler . Çocuk doktoru görsün deyip 7.kata gönderdiler . Çocuk doktoru muayene edip yatması gerek ama yatak yok dedi . Saatlerdir bekliyoruz çocuğumun durumunun ciddiyeti ortada yani ne yapalım ne öneriyorsunuz dediğimde . Tekrar yatak yok dedi . O zaman ben hem bu hastaneyi hem sizi şikayet edeyim dediğimde hemen yatışımız yapıldı . Nihayet damar yolu açılıp tedaviye başlandı . Berrak'ın cildindeki ürtikere bağlı kızarık ve kabartılar 1 saat içinde kaybolmaya başladı . Sabaha karşıda gözü tamamen açıldı . Ertesi gün kontrole ne bir doktor ne de bir Allah'ın kulu uğramadı . Allah'a emanet çocuk hastanesi...  O akşam kızarıklık ve kabartılar ,şişmeler tekrar oluşmaya başladığında gidip hemşireye haber verdim . Benim dememle gelip Berrak'ın serumuna tekrar ilaç verdi . Berrak 3. gün tamamen düzelmişti . Ama tedavinin devam etmesi gerekiyordu . Çünkü tekrar etme durumu olabilirdi . Sanki biz hastane değil de otelde kalıyormuş gibi 3.günü başka hasta gelecek deyip taburcu ettiler . Gerçekten ama gerçekten sağlıkta bir devrim yapmışız...! Ne devrim ama.... Konu çocukken bile bu ülkemdeki sağlık mantalitesini anlayamıyorum ben .
Çok şükür Berrak düzeldi , iyileşti . Başka doktorlara , kontrollere gittik . Ürtikerinin anjioödemli olması sebebiyle ciddi olduğu belirtildi . ( Anjioödem ciltteki kızarık ve kabarıklıkların dışında gözlerde , ağız bölgesinde , dilde , boğazda oluşan balon gibi şişliklerdir . ) En kısa zamanda genetik olarak benim alerji yatkınlığım sebebiyle Berrak'a alerji testi yapılması uygun görüldü .

Peki ürtiker nedir ?

Ürtiker deride kabarık , kızarık veya pembe şekilde oluşan parçalar halinde ya da birleşik bol kaşıntılı lezyonlar ile kendini gösteren bir tür deri rahatsızlığıdır . Halk dilinde kurdeşen olarak da bilinir . Bulaşıcı bir hastalık değildir .

Ürtiker neden olur ?



  • Genetik faktörler 
  • Tonsillit , farenjit gibi enfeksiyonlar ( Berrak'ın ürtikerinin sebebi)
  • Böcek ısırmaları 
  • Aspirin ve penisilin gibi bazı ilaçlar 
  • Gıdalarda bulunan katkı maddeleri 
  • Domates , çilek , süt , yumurta gibi gıdalar
  • Tozlar , polenler 

Ürtiker Olduk Biz

Ürtiker Olduk Biz


Biz aile olarak zor bir hafta geçirdik . Hastaneden geriye kalan Berrak çok huysuz oldu . Anneannem hep der her hastalıkta huyu değişirmiş çocuğun . Gerçekten doğru . Çok şükür sağlığı yerinde ya olsun bu da geçer . 

Çocuklar hasta olmasın , saçlarının bir teli , tırnaklarının ucu bile acımasın inşallah . 
Sağlık en büyük zenginlik...
Sevgiler .
Devamını Oku

17 Ocak 2016 Pazar

Bebek Topuk Kan Testi

Bebek Topuk Kan Testi


Bebeğimizi kucağımıza aldığımız ilk gün endişelerimizin korkularımızın zirve yaptığı gündür . Bir de 72 saat içinde topuk kanı alınması gerektiğini öğrendiğimizde dudaklarımızı ısırdığımız , canının yanmasıyla ağlama sesini duyarken kulaklarımızı tıkadığımız , yok ben dayanamam babası girsin diye ağlayarak kendimi dışarı attığım gün olarak hatıralarımda .
Ama topuktan alınan bir kaç damla kan o kadar önemli ki , hayatına sağlıkla devam etmesi için , aslında küçük görünse de en önemli en erken tanı şansı .Topuktan alınan birkaç damla kanla yapılan tarama testleri , metabolizma hastalıklarını en kolay şekilde ortaya koyar .

Topuk testi nasıl yapılır ?

Bebeğin topuğundan birkaç damla kan alınarak özel filtre kağıdına damlatılır . Alınan örnek oda ısısında kurutulduktan sonra laboratuara  gönderilir . Halk arasında topuk kanı olarak adlandırılan bu testin asıl adı Topuk Testi .

Bebeğin kanı proteinli besin almaya başlamasından en az 24 saat sonra alınır . Beslenmeye başladıktan sonra test için gerekli maddeler oluşmaya birikmeye başlar . Topuk testi için en uygun zaman doğumdan sonraki 48 - 72 saat arasında yapılan testlerdir . Şüphe duyulursa 24 saat içinde bu test yapılır . Prematüre bebeklerde ise doğumdan sonraki  7. gün test yapılır .

Topuk kanında hangi testler yapılır ?

Metabolik hastalıkları  aynı zamanda hormon , enzim eksikliklerini ortaya çıkaran testler yapılır . 


Topuk testinde gözlemlenen hastalıklar ;

  • Konjenital Hipotiroidizm : Tiroid bezlerinin yetersiz çalışması . Yenidoğan bebeklerde hemen tanı koyulamadığı  için tiroid bezini uyaran hormon ölçülerek teşhis edilir . 
  • Feniketonüri : Doğuştan Fenilalanin hidroksilaz enziminin eksikliği sonucu gelişir . Bebek beslenmeye başladıktan sonra , Fenilalanin aminoasidi ve metabolitleri kanda birikir . Böylece zeka , nörolojik , beyin gelişim geriliğine sebep olabilir . Bu enzim eksikliği topuk testi ile belirlenir .
  • Biyotinidaz Eksikliği : Biotinidaz enzim eksikliği önemli fonksiyonlara sahip olan Biotin eksikliğine sebep olur . Bu durum teşhis edilmezse immün yetmezlik , egzema , saç dökülmesi , denge bozukluğu , işitme kaybı ve nörolojik komplikasyonlar oluşmasına neden olabilir .
  • Galaktozemi : Karaciğer büyümesi , böbrek yetmezliği , katarakt ve beyin hasarına neden olan Galaktoz-1 üridil transferaz enzim eksikliği ile oluşur . 


Sevgiler .




Devamını Oku

12 Ocak 2016 Salı

Bamya Sevilmez mi ?

Bamya Sevilmez mi ?



Bamyayı minik salatalık diye çocuğuna yediren kadın ha işte o anne tam da benim . Ben tam bir sebzeciyim ,  bamyayı da çok severim . Berrak hanım adını bilmese de minik salatalık diye diye aşkla yiyor bamyayı . :)

Enteresan ama öyle ki bazı araştırmalara göre kan grubumuzla etçil mi yoksa otçul mu olduğumuz çok alakalıymış . Evet Berrak etçil bir çocuk ama severek yediği sebzelerde çoğunlukta . Her çocuk gibi favorisi makarna ve pilav olsa da yanında mutlaka sebze yiyor . 


Bamyanın faydaları  :

  • Bamya tam bir lif kaynağıdır . A , C , K vitamini açısından oldukça zengin olan bamya , B1 , B3 , B5 , B6 vitaminlerini de büyük ölçüde karşılar . 
  • Aynı zamanda içerisindeki kalsiyum , demir , potasyum , magnezyum ile tam bir vitamin deposudur . 
  • Antioksidan açısından en zengin sebzelerden bir tanesidir . 
  • İyi bakterilerin beslenmesini sağlar . 
  • Aşırı kolesterol ve toksin seviyelerini düşürür . 
  • Kan şekeri seviyesini stabilize eder . 
  • Kan pıhtılaşmalarını olumlu yönde engeller . 
  • Diyabete karşı aktif koruma gösterir . 
  • Sindirim sistemindeki ph dengesini ayarlar ve kabızlık problemlerinin tam adresi bamyadır . 
  • Düşük kalorili olması sebebiyle aslında tam bir diyet yemeğidir . 
Yeme de yanın da yat desem tam uygun .  :)

Sevgiler .




















Devamını Oku

4 Ocak 2016 Pazartesi

Sanal Dünya Hastalığı

Sanal Dünya Hastalığı

Neredeyse hepimiz sabah gözümüzü açar açmaz ilk olarak telefona bakıyoruz . Anlık takipler artık hastalık haline dönmüş gibi görünüyor . Bu bir hastalık bilmem haberiniz var mı ama maalesef öyle...
Bu psikolojik durumun adı Fomo Hastalığı olarak adlandırılıyor . Diğer adı ile gelişmeleri kaçırma korkusu diye de adlandırılıyor . 
Fomo , gündemi kaçırma , takip edememe  korkusu . Fomo hastalığı insanların sürekli sosyal medyaya olan bağlılığını özetleyen bir ruh hali . Aslında tamamen insanın kontrol duygusuyla ilgili .

Bu hastalığın başlıca belirtileri ;

  • Sürekli sayfa yenileme isteği
  • Sosyal medyada online olmadığı zamanlarda huzursuz hissetmek 
  • Paylaşımlarının beğeni almaması sonucu üzüntü ve duygusal çöküntü yaşamak 

Öyle ki küreselleşmenin getirdiği sosyolojik-politik değişimlerle beraber büyük teknolojik değişikler de oldu . Sanal ortamda iletişim kurabilmek artık çok ama çok kolaylaştı . Bu kolaylık insan ilişkilerini öldürdü de diyebiliriz .

Herkesin elinde bir telefon ve baktıkları bir ekran... İnsan ilişkilerimiz bitecek noktada hatta belki de bitti , o derece bağımlı insanlar çoğunlukta . Telefon , sosyal medya o derece temel ihtiyaçmış gibi...

Hiperaktif ve dürtü kontrolü zayıf kişiler risk grubunu oluşturuyor . Ama yapılan araştırmalara göre Z kuşağı olan yani 2000 ve sonrasında doğan kişilerde Fomo daha sık görülüyor . 1980-1999 doğumlu olan Y kuşağında ise  Z kuşağına göre daha az görülmekte .

Kendimizi kontrol etmek , insan ilişkilerimizi tekrar gözden geçirmek için sınırlamalara ihtiyaç var gibi . Bu kadar bağımlı olmanın kimseye bir faydası yok gibi zararı da oldukça çok gibi görünüyor . Bitmesin ilişkilerimiz , kafamızı kaldırıp etrafa bakmak da fayda var . 

Gerçek hayatımızda sosyalleşmeyi kaybetmeyelim...

Sevgiler .
Devamını Oku
blog tasarım
MİNİK KELEBEĞİN ANNESİ COPYRİGHT © 2014 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.BLOGUMDA YAYINLANAN YAZILARIN VE RESİMLERİN İZİNSİZ KULLANILMASI 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASINA AYKIRIDIR.