Kasım 2015-Minik Kelebeğin Annesi

27 Kasım 2015 Cuma

Çörek Otu ve Faydaları

Çörek Otu ve Faydaları

Kış haa geldi , haa geliyor derken virüsler , bakteriler , viral enfeksiyonlar için bayram zamanı desek tam da uygun olur .   :) 
Vücudumuzdaki bağışıklık sistemi çok işçili çok çalışan en yoğun bol trafikli ve radarlı  ağır iş konumuna sahip bölümdür aslında . Güçsüz düşmemiz beslenmemiz ile doğru orantılıdır . 
Doğal yol ile bağışıklığımıza iyi etki eden bir çok besin var . Ama baharatgillerden olan çörek otu , tam bir bağışıklık sistemi deposu . Çörek otu der ki  ; 'Kara kuruyum  ama çok faydalıyım .' Gerçekten de öyle yaz kış yenebilir mide bağırsak ve tüm organlara , vücudumuza inanılmaz olumlu etkilere sahip . Birçok hastalığa alternatif tedavi de uygulanabiliyor .
Çörek otu tarihte en çok kullanılan , değer verilen tohumlardan en önemlisidir . Tarihte bir çok uygarlık da sağlık için kullanılmıştır . Antioksidan , bağışıklık sistemini güçlendirici , kan lipid seviyesini düzenleyici , alerjik rinit tedavilerine yardımcı etkilere sahip . 
Her yaşta kişinin sabah kahvaltılarında , salatalarda , yoğurdun , balın ya da pekmezin içine koyup yiyebileceği bir besin . Ayrıca süt arttırıcı etkisiyle de taze annelere her yönden tam destek sağlıyor . 
Kendimden örnekle , ben her gün 1 küçük kase yoğurda 1 tatlı kaşığı çörek otu ekleyip yerim . Çok da severim . Yine kızıma 1 yaşın üzerinde başlayıp , çorbasına , yoğurduna , balına ekleyerek yedirip bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeye çalışıyoruz .
Ama ben yiyemem diyorsanız eczanelerde bulunan soğuk pres ile hazırlanan çörek otu kapsüllerinden alıp içebilir bu şekilde fayda sağlayabilirsiniz .

Çörek otunun günümüzdeki şikayetlere faydaları  :

  • Çörek otunun hem tane hem de yağ formu antimikrobik amaçla kullanılmaktadır
  • Çörek otu yağı, mantar hastalıklarında antifungal olarak etki göstermektedir
  • Sitotoksik etkisi nedeniyle zehirlenmelerde sıklıkla antidot olarak kullanılmaktadır
  • İdrar yolları ve böbrek hastalıklarında ise diüretik etkisinden yararlanılmaktadır.
  • Mide barsak şikayetlerini düzenler , sindirimi kolaylaştırır .
  • Çörek otu yağının düz kasları gevşetici özelliği nedeniyle pek çok durumda antispazmodik olarak etki gösterdiği bilinmektedir.
  • Antitümoral etkisinden dolayı kanser hastalıklarında,
  • Antiastmatik etkisinden dolayı da göğüs hastalıklarında tedavi amaçlı kullanılmaktadır.
  • Genç kadınlarda çörek otu tohumları ağızdan alındığında adet kanamasını uyarmaktadır.
  • Menstrüel siklusu düzenlemek ve doğum sırasında da uterus kasılmalarını artırmak için de yararlanılmaktadır.
  • Emziren genç kadınlar tarafından çörek otu tohumları süt salınımını arttırdığı için kullanılmaktadır.
  • Çörek otu tohumu taneleri hipertansif/hipotansif etkileri iyi bilindiğinden tansiyonun düzenlenmesinde, yağ metabolizması üzerine olan etkileri nedeniyle kan lipid seviyesinin düzenlenmesinde etkili olmaktadır.
  • Çocuklarda cilt hastalıklarının tedavisinde, küçük çocuklarda ve genç yetişkinlerde antidiyaretik ve antiemetik olarak kullanılmaktadır.
  • Çörek otunun genç erişkinlerde antihelmintik olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
  • Çörek otu taneleri ayrıca farenjit , grip , paralizi , karın ağrısı ve birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.

Kara kuruyu bol bol yiyin , yedirin .  :)

Sofralarınızdan eksik etmeyin .

Saymakla bitemeyen faydalarından siz de faydalanın .   

Sevgiler .   :)

Kaynak : Zadevital 
Devamını Oku

26 Kasım 2015 Perşembe

Blogum 1 Yaşında & 1.Yıl Kutlama Çekilişim

Blogum 1 Yaşında & 1.Yıl Kutlama Çekilişim

HEDİYELERİM  :
Kelebekli Fincan Takımı - Kelebekli Notluk - Loreal Far Paleti 
                                 Saç ve Tırnak Sağlığı İçin Solgar Biotin 5000 mcg 50 Kapsül 
      Sihirli Ruj 


Çevremdeki ve ailemdeki kişilerin desteği , çok samimi olduğum bir kaç arkadaşımın 'Ayşe yaparsın sen' diyerek gaz vererek , ayy yapabilir miyim , güncel olarak yazabilir miyim , takip edenim , okuyanım , yorum yapanım olur mu diye kafamı yorduğum blogumun 1. yılı doğum günüm olan 8 Aralık 2015 de dolacak .

Şaka maka derken baya kıvırdım ben bu işi . Şimdi kendime güvenerek  , özenle , severek , özgün yazarak devam ediyorum inşallah da hep devam edeceğim .

Gördüm ki paylaşımlarımdan , yazılarımdan faydalanan bir çok anne ya da birey var . Fayda sağladığım için çok daha mutlu oldum .

Severek yazdığım ve okuyucu sayımın günden güne arttığını , yapılan yorumları gördükçe mutlu olduğum blogum sayesinde çok tatlı blog arkadaşları ve yepyeni bilgiler edindim . 

Blogumun 1. yaşı için bir çekiliş yapmak ve kazanan kişiye benden hatıra beni hatırlatacak tabii ki kelebekli olan hediyeler vermek istedim .  :)

Şartlarıma gelince ;
  • Blogumun izleyiciler kısmından takipçisi olmak ,
  • GFC den takipçim olmak ve paylaşmak  + 1 hak 
  • Instagram dan takipçim olmak ve paylaşmak için TIK TIK   + 1 hak
  • Facebook dan takipçim olmak için TIK TIK  + 1 hak
  • Twitter dan takipçim olmak ve paylaşmak için   TIK TIK+ 1 hak


Zorunlu olan şartların yanında +2 hak kazanmak için blogunuzda paylaşım yapabilirsiniz .

Paylaşım linklerinizi ve mail adreslerinizi yorum kısmına eklemenizi rica ederim .

Çekilişim 7 Aralık Pazartesi saat 24:00 de sona erecektir .

Kazanan 8 Aralık Salı günü açıklanacaktır .

Şansınız bol olsun inşallah .   :)


NOT :  
  • Hediyeler sıfır ve kutusundadır . 
  • Çekiliş bloglarının katılımı kabul edilmeyecektir .
  • Yurt dışına gönderim yoktur .
  • Kargo bana aittir .
  • çekilişyap.com ile çekiliş sonuçları açıklanacaktır .

Sevgiler .    :)

                



Devamını Oku

24 Kasım 2015 Salı

Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun !


Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun !



Bugün öğretenlerin binlerce emekle binlerce tomurcuğu yetiştirenlerin kutlu günü . Başta

Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün öğretmenlerimizin , ÖĞRETMENLER

 GÜNÜ kutlu olsun . Her daim kıymetleri bilinsin ve emekleri fark edilsin inşallah .

Sevgiler .

Devamını Oku

21 Kasım 2015 Cumartesi

16 - 22 Kasım Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası

16 - 22 Kasım Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası

Türk milleti olarak çok severiz antibiyotik kullanmayı . Hemen geçsin , hemen iyileşelim diye ilk sarıldığımız şey antibiyotiktir . Hasta mı olduk hemen antibiyotik başlamak alışkanlık olmuş artık . Bırakalım vücudumuz direnç göstersin diye beklemeden daha ateş bile yokken hemen antibiyotiğe başlanıyor . Nelere zarar verdiğimizi bilmeden kullanmayı pek seviyor insanımız...
Neyse ki sınırlama getirdiler de artık rahatça reçetesiz satışı yok , satmıyoruz . Ne de iyi yaptılar . İlacın içinde olamama rağmen hiç sevmem ilaç içmeyi , ayakta geçiririm hastalıkları ve olabildiğince uzak durmaya çalışırım . Genelde vitamin içerim , binde bir de ağrı kesici çok nadiren . Eeee olması gereken de bu bence . Antibiyotik ise en uzak durduğum ilaç türüdür . Şöyle hatırlıyorum da en son antibiyotik ne zaman kullandım diye düşünce Berrak doğduğunda doğum sonrası dikişlerim için bir antibiyotik verilmişti . Mecburdu kullanmak taa en son o zaman kullanmıştım .

Dünya genelinde antimikrobiyal direncin önlenmesi ve konuya kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla DSÖ 16-22 Kasım’ı Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası” olarak ilan etmiştir.

Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD), bu amaçla gereksiz antibiyotik kullanımının engellenmesini hedefleyen aktiviteler ve konferanslarla doğru antibiyotik kullanımının önemi ve doğru olmayan antibiyotik kullanımının riskleri konusunda farkındalığı artırmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda aşağıdaki bilgilendirme hazırlanmıştır.

                  'Antibiyotikleri Doğru Kullanalım , Eldekileri Koruyalım'

Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD), bu amaçla gereksiz antibiyotik kullanımının engellenmesini hedefleyen aktiviteler ve konferanslarla doğru antibiyotik kullanımının önemi ve doğru olmayan antibiyotik kullanımının riskleri konusunda farkındalığı artırmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda aşağıdaki bilgilendirme hazırlanmıştır.
Antibiyotikler Dünyada ve ülkemizde en fazla tüketilen ilaçlardır. Dünya genelinde antibiyotik tüketimi son 15 yılda  %36’lık bir artış göstermiştir. Antibiyotikler pek çok ülkede reçetesiz satılabilmekte, tedavi ve profilaksi kılavuzlarına uyulmamakta sonuçta hem hekimlerce fazla reçete edilmekte hem de toplumda aşırı kullanılmaktadır.
Sadece insanlarda değil, tarım ve hayvancılık sektöründe de antibiyotiklerin yoğun ve yanlış kullanımı sonucu ortaya çıkan “antibiyotik direnci” bugün dünya çapında en önemli sağlık tehditlerinden birisidir. Antibiyotik direnci tüm dünyada tehlikeli seviyelere yükselmiş olup her geçen gün tedavi yetimizi kısıtlayan yeni direnç mekanizmaları ortaya çıkmakta ve hızla yayılmaktadır. Hastane enfeksiyonlarında hatta toplumda yaygın görülen enfeksiyonlarda bile dirençli mikroogranizmalar karşımıza çıkmaktadır. Dirençli bakterilerle gelişen enfeksiyonlarda tedavi daha güç (bazen imkânsız), hastanede yatış süreleri daha uzun, maliyeti ve en önemlisi ölüm oranı daha yüksektir.
Amerika’da her yıl 23.000 kişinin antibiyotik dirençli enfeksiyonlardan öldüğü ve 20 milyon dolar harcamaya neden olduğu bildirilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa için bu rakamları 25.000 bin kişi ve 1,5 milyon dolar olarak tahmin etmektedir. Acil eylem planları oluşturulmazsa antibiyotik sonrası çağa geçilecek basit enfeksiyon ve yaralanmalar bile ölüme sebep olabilecektir. Yeni antibiyotikler bulunamamaktadır, bulunsa bile antimikrobiyial direnç önemli bir tehdit oluşturmaya devam edecektir.
Gereksiz ve uygunsuz antibiyotik kullanımının getirdiği önemli bir diğer sorun da antibiyotik yan etkisidir. Genellikle yan etkisi olmayan ilaçlarmış gibi düşünülen antibiyotik kullanımı sonucu, antibiyotiğin özelliğine bağlı olarak alerji, ishal, karın ağrısı, kan hücrelerinde azalma vb. yan etkiler farklı sıklıklarda görülebilmektedir.
Ülkemiz de dahil olmak üzere bir çok ülkede antibiyotik kullanımının %30’dan fazlasının gereksiz olduğu kanıtlanmıştır. Tüm dünyada antibiyotikler, en fazla üst solunum yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve ishaller için kullanılmaktadır. Uygun olmayan antibiyotik kullanımın başlıca nedenleri:
  1. Viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanılması: Dünya genelinde antibiyotiklerin %75’i akut solunum yolu enfeksiyonları için kullanılmakta olup bu enfeksiyonların %75’i viral kökenlidir. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi viral hastalıklarda antibiyotiklerin etkisi yoktur.
  2. Gereğinden uzun süre kullanım
  3. Dar etkili ve ucuz antibiyotikler yerine pahalı ve geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanımı
  4. Hasta ısrarı nedeniyle hekimin antibiyotik reçetelenmesidir.

Ülkemiz Avrupa ülkeleri arasında ne yazık ki antibiyotik tüketiminde birinci sırada yer almıştır. Konunun bir de maddi boyutu vardır. Ülkemizde ilaç harcamaları içerisinde antibiyotikler ilk sırada yer almaktadır. Eğitim seviyesi, sosyal ve kültürel etkenler ile ekonomik faktörler kullanımda belirleyicidir. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de antibiyotik kullanımının en fazla Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde olduğunu bildirmiştir. 2001 yılında14.62 birim olan antibiyotik kullanımı 2010 yılında 31.36’ya yükselmiştir.
Ülkemizde hem hastanede hem de ayaktan hastalarda antibiyotik kullanımının acilen yasal düzenlemelerle kontrol altına alınması, toplumun bilinçlendirilmesi, hekimlerin eğitimi, kampanyalar gibi yöntemlerle kullanımın azaltılması gereklidir.
Toplumda alınabilecek önlemler  :
  • El yıkama, gıda hijyeni, hasta insanlardan uzak durma ve aşılanma gibi enfeksiyon önlemlerine daha fazla uyularak enfeksiyonların yayılımı azaltılmalıdır.
  • Antibiyotikler sadece reçete ile kullanılabilmelidir (reçetesiz alım yasaklanmalıdır).
  • Reçetede önerilen doz ve süreye tam uyum gösterilmelidir
  • Tedavi erken bırakılmamalıdır.
  • Hastalar arasında bana iyi geldi sana da iyi gelir düşüncesi ile antibiyotik paylaşımı yapılmamalıdır.
Sağlık çalışanları tarafından alınması gereken tedbirler  :
  • El yıkamaya uyum, çevre temizliği ve alet dezenfeksiyonu eksiksiz uygulanmalıdır.
  • Güncel erişkin aşılama kılavuzlarına göre aşılama yapılmalıdır.
  • Bakteriyel enfeksiyondan şüphelenildiğinde, uygun örneklerden kültürler yapılmalı ve tanı doğrulanmalıdır.
  • Antibiyotikler sadece gerçekten ihtiyaç olduğunda reçetelenmelidir.
  • Doğru antibiyotik doğru dozda ve sürede verilmelidir.
  • Yatan hastalarda uygun enfeksiyonlarda mümkün olan en kısa sürede damar yolundan verilen tedaviden ağız yoluyla alınan tedaviye geçilmelidir.
Politika oluşturmak  :
  • Ülkesel acil eylem planı uygulanmalıdır.
  • Antibiyotik dirençli enfeksiyonların izlemi (sürveyans) yapılmalıdır.
  • Enfeksiyon kontrol önlemlerine uyum teşvik edilmelidir.
  • Doğru antibiyotik kullanımı için uygulamalar ve yaptırımlar geliştirilmelidir.
  • Mevcut direnç durumu hakkında geri bildirim yapılmalıdır.
  • Yeni ilaç, aşı ve tanı yöntemleri geliştirilmesi teşvik edilmelidir.

Sağlıklı günler sevgiler .


Kaynak :  Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD)
16-22 Kasım 2015 Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası Basın Açıklaması



Devamını Oku

20 Kasım 2015 Cuma

Bloggerlar Gelin Birlikte Olalım


Bloggerlar Gelin Birlik Olalım



Merhaba blog arkadaşlarım ve sevgili okurlarımız ,
1 yıldır blog sahibiyim . Blogumun 1 yaşına girmesine çok az kaldı . Aktif şekilde paylaşımlar yapmaya devam ediyorum . Severek ve zevkle yazıyorum . Bu blogu açarken nasıl olur yapabilir miyim yazılarım okunur mu diye binbir tereddütle açtım . Her şeyde olduğu gibi zamana ihtiyaç vardı . Zamanla tanıdığım blog arkadaşlarımında desteği ile çok şükür bugünlere geldim . Yazılarımın ne kadar çok okunduğunu gördükçe , yorumları gördükçe çok mutlu oldum ve daha bir şevkle yazdım . Yorum almak çok başka güzel zaten . Blogumdaki paylaşımlarımı okuyup , önemseyip destek çıkan yorum bırakan arkadaşlarıma ve diğer arkadaşlarıma işimden ve ailemden zaman buldukça uğrayıp okuyup içten samimi yorumlar bırakmaya destek çıkmaya çalışıyorum .
Sevgili blog arkadaşlarım çok güzel bir konuya değinerek ne de iyi yapmışlar . Evet , yazıyoruz bol okunmasını , yorum bırakılmasını istiyoruz . Yazdıklarımızın , paylaşımlarımızın daha çok okunması biz bloggerları çok mutlu ediyor .
Sevgili blog arkadaşlarım DEEPTONE , BAL'IN KOKUSU , SEVDİCANN  bloglar arası takipleşme yorumlaşma konularıyla ilgili birbirimize destek olmak açısından önemli paylaşımlarda bulunmuşlar . Öyle de güzel ve doğru yazmışlar ki öncelikle bu güzel yazıları için onlara çok teşekkür ediyorum .

Gelin hep birlikte olalım destek olalım . Okuyup , yorumlaşalım . 

Sevgiler .
Devamını Oku

19 Kasım 2015 Perşembe

O Benim Annem

O Benim Annem

Annesini paylaşamayan bir çocuğum var bu aralar... Keçileri kaçıracağım az kaldı . Sevgili kızım bu aralar baya atarlı ufacık bebeği sevmeme , dokunmama , kucağıma almama ya da başka bir çocuğa en ufacık ilgi göstermeme bile tahammülü yok .
Ne anneannesiyle ne babasıyla ne de başka biriyle beni paylaşmaya da en ufacık tahammülü yok . Biri bana dokunduğu an sarılıp öptüğü an kıyamet kopuyor ve dakikasında Berrak kendini yere atıp ağlama moduna giriyor. Bildiğin yavrucum anne çingenesi oldu vallaaa .   :)  Her dakika ' O benim annem ' cümlesi .
Hep çalışıyorum ya ondan oluyor diye kendimi suçluyorum . Suçlamalı mıyım bilmiyorum . Ama çalışmaktan mutluyum severek yaptığım bir işim var ve akşamına daha kaliteli zaman geçirmeye çalıştığım bir kızım var .
Kendimden geçip Berrak'la vakit geçireyim özlem gidereyim diye resmen göbeğim çatlıyor . O uyuyana kadar etkinlikler , kitap okumalar , resim yapmalar , boyamalar , hamurdan neler neler yapmalar . Eee nereden geldi bu kıskançlık krizi...
Koşuşturmaktan iyice bir deri bir kemik kaldım . Kendimi paralıyorum , parçalıyorum resmen . Kocacan desem 'Çok zayıfsın Ayşem biraz kilo al ' diye diye yedi bitirdi beynimi .Konuşmaya çalıştıkça anlatmaya çalıştıkça daha ters oluyor sanki . Çocuk işte .

O Benim Annem
Çalışan anne ve çocuğunun akşam kavuşma fotosu    :)


Gece yatarken anne sabah kalkınca ben anneanneye gitmesem sen de işe gitmesen  diye pazarlık etmeye başlıyoruz zaten . Sonra akşam kavuşmalarımız bal tadında , bazen güle oynaya gönderirken beni işe bazen yine o aynı hüsranlı işe gidiş...
Derken bir de bu kıskançlık mı desem annesi paylaşmak istemeyen atarlı çocuğum mu desem bilemedim şimdi ki gündem bu ' O benim annem ' !!
Haydi bakalım 3 yaş sendromunun açılışı mı bu ? Bir de durup durup 'sen bir tek benim annemsin' demez mi beni benden alıyor o cümleleri . Ne mi yapıyorum ? Sakince konuşuyorum anlatıyorum . Ben senin annenim seni çok seviyorum diyorum . Sevgimi daha çok gösteriyorum . Konuşarak yıkmaya çalışıyorum bu adını koyamadığım duygusunu... 3 yaş sendromumu yoksa kapıyı çalan .

Neyse öyle işte gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum . Var mı başka bir önerisi olan ? 

Hadi bakalım kolay gelsin bana .

Sevgiler .




Devamını Oku

Bitter Çikolatanın Faydaları

Bitter Çikolatanın Faydaları


Sağlıklı beslenip , sağlıklı yaşamı destekleyenlerdenim . Öyle şerbetli tatlılarla pek aram yoktur  , sevmem . Yalnız bitter çikolataya olan sevdam geçecek gibi değil . Mutlaka günde bir parça , bir doz alır yerim .   :)   Onun için bitter çikolatasız asla diyorum .  :)
Yalnız öyle çikolata deyip geçmeyin , inanılmaz olumlu etkileri var . Bitter çikolata içerisinde şeker seviyesinin az olması sebebiyle yediğimizde pişman olmayacağımız abur cuburlardan diyebiliriz . Tatlı krizlerimizi en hafif ya da masum şekilde atlatmamızı sağlayan bitter çikolata antioksidan özelliği ile vücudumuzu toksin maddelerden koruyor . 
Bitter çikolatanın 2 gramında lif , demir , magnezyum , bakır , manganez , potasyum , selenyum , fosfor ve çinko gibi sağlığa yararlı  besin maddeleri bulunuyor . Ayrıca bir küçük bitter parçasında 1.4 gr. protein bulunuyor .



Bitter çikolatanın faydaları  :


  • Kalp sağlığı için önemli .
  • Kalp-damar hastalıklarını önlüyor .
  • Kolestrolü düşürücü etkilere sahip .
  • Antioksidan deposu .
  • Kan şekerini düzenliyor .
  • İnsülin direncini ayarlıyor .
  • Beyin fonksiyonlarını geliştiriyor .
  • Kilo kaybetmenize yardımcı oluyor .
  • Hafızayı güçlendiriyor .
  • Beyindeki serotonin seviyesini yükseltip , mutluluk hormonu salgılatıyor .

Bitter çikolata , sütlü çikolataya göre daha fazla kakao içerdiği için sağlık açısından uzmanlarca daha yararlı bulunuyor . Kakaoda bulunan flavonoidler antioksidan özelliğine sahip .
Sinirleri uyarıcı , beyinde endorfin ve nörokimyasalların üretimine teşvik etmesiyle mutluluk , coşku , canlandırıcı etkisiyle iyi hissettiriyor . Ayrıca hamilelik döneminde bitter çikolata tüketen annelerin bebeklerinin daha mutlu olduğu uzmanlarca gözlemlenmiştir . 
Çikolata sever biri olarak hamileliğimde abartmadan bende sürekli yemiştim . Ondan mıdır bilmem Berrak'da bir çikolata aşkı mevcut benden mi geçti ,çocuk olduğundan mıdır bilmiyorum ama ana-kız çikolata sevdamız mevcut  .   :)

Abartmadan tüketmek de fayda var . Çikolatasız bir hayat düşünemiyorum şahsen ben .  :)

Ağzınızda , hayatınızda hep çikolata gibi olsun , sevgiler .



Devamını Oku

13 Kasım 2015 Cuma

Ödüllü Blog Keşif Etkinliği

Ödüllü Blog Keşif Etkinliği


Kişisel blog yazarı Doktor Hayat ve blog tanıtım sitesi olan Blogumu Tanıt ortaklaşa harika bir etkinlik düzenlemişler . Etkinliğin adı Ödüllü Blog Keşif Etkinliği .
Normalitenin dışında bir etkinlik , yepyeni bir fikir ve yeni kitlelere ulaşmak amacıyla başlatılmış olan bu etkinliğe herkesin katılmasını tavsiye ederim .Hediyeleri de şahane .  :)


Ödüllü Blog Keşif Etkinliğine katılmak için  :

Kişisel Blog Yazarı doktorhayat.com ve Blog Tanıtım Sitesi blogumutanit.com'un   ortaklaşa geçekleştirdiği çekilişe tüm blog yazarları davetlidir. Çekiliş hakkında bilgi almak için buraya tıklayın.


Bol katılımcılı bir etkinlik olsun inşallah . 
Sevgiler .
3
Devamını Oku

12 Kasım 2015 Perşembe

Bloggerlar Paylaşıyor

Bloggerlar Paylaşıyor


Uzun zamandır severek takip ettiğim , harika paylaşımların bulunduğu 'Bloggerlar Paylaşıyor' sayfasından haberiniz var mı?

Bloggerlar Paylaşıyor sitesinde yararlanılabilecek bir çok paylaşım , ürünler , mekanlar ve tarafsız tanıtım yapan bir çok yorum mevcut . Tarafsız satın alma rehberinin tam adresi . 
Farklı konularda yazan bir çok bloggerin bu site de buluştuğu , kozmetikten giyime ve diğer bir çok konuya bilgi sahipliği yapan , ürün , hizmet , deneyimlerin tarafsız paylaşıldığı bu siteyi ziyaret edip ayrıntılı inceleyebilirsiniz .
Ayrıca bir çok bloggerin kendini tanıtma fırsatı tanıyan , sayfasında konuk yazar olma olanağı veren her konuda  da verim sağlayabileceğiniz bir sayfa .


Kampanya Linki

http://www.bloggerlarpaylasiyor.com/bloggerlar-paylasiyor-bloglari-paylasiyor/

         
Sosyal Medya Bloggerlar Paylaşıyor Hesapları
Devamını Oku

Oralmedic Bariyer Solüsyon


Oralmedic Bariyer Solüsyon

Aftlar hayat arkadaşım olmuş durumda . Yoğun çalışma temposu ve çalışan anne olmak zaman zaman bağışıklık sistemimin düşmesine sebep oluyor . Aftlarımı ne denediysem neyi kullandıysam bir çare bulamadım . Aftlarımın biri geçerken bir diğeri çıkıyor durumda , hatta 2-3 tane birden üreyebiliyorlar . Bu yazımda da ayrıntılı yazmıştım . Son olarak ilaç sektöründe çalışan biri olarak da Oralmedic Bariyer Solüsyon denemeye karar verdim . Evet fiyatı biraz normalitenin üstünde olsa da denedim .
İlk uygulama da inanılmaz can yakıyor ama 10 dakika sonra ne aft ağrısı ne acısı kalıyor ve ertesi günü resmen yara kapanıyor . İlk uyguladığımda gözümden yaş geldi o derece can yakıyor . Ama sonuç bana  göre mükemmel . Anında etki ve ertesi gün yok olmaya yüz tutmuş bir aft .
Oralmedic Bariyer Solüsyon içerisinde aft ağrısını ve rahatsızlığını tek kullanımda gideriyor . Doğal iyileşme sürecini sağlayıp , aft üzerinde koruyucu tabaka oluşturuyor .


Oralmedic Bariyer Solüsyon Nasıl Kullanılır ?

  • Tek bir yaraya bir aplikatör uygulanıyor .
  • Pamuklu kurulama çubuğu ile aft olan bölgeyi kuruluyoruz . 
  • Aplikatörün renkli kısmı yukarıya gelecek şekilde tutup , renkli halka kırılana kadar bir tarafa doğru hafifçe eğik tutuyoruz ki içerisindeki sıvı ters uca doğru akacaktır .
  • Aft olan kısmın üzerini tamamen örtecek şekilde Oralmedic Bariyer Solüsyonü 5 saniye uyguluyoruz .
  • İşlemden 20 dakika sonra ağzımızı bol su ile çalkalayıp ,tükürüyoruz .
  • Oralmedic Bariyer Solüsyon sadece ağız mukozasında lokal kullanım amaçlıdır . Aftın içinde ve etrafında oluşan donuk renkli beyaz tabaka etkili bir iyileşme sürecinin başladığına işarettir .

Sevgiler .

NOT : Doktorunuza ya da eczacınıza danışarak kullanınız .
Devamını Oku

11 Kasım 2015 Çarşamba

Kuru Cilt & Atopik Dermatit Cilt

Kuru Cilt & Atopik Dermatit Cilt

Anne - kız kuru cilde sahibiz . Berrak da maalesef bu konuda bana çekmiş . Ben o kadar kuru bir cilde sahibim ki ne kullandıysam hep aynı sonuç . Her banyo sonrası anne-kız bebe yağları vücut nemlendirici kremleri sürüp sürüştürüp oturuyoruz .  :)
Alerjik yapım ve kuru hatta aşırı kuru cilde sahip olmak benim için dezavantaj , özellikle kış aylarında mahvoluyorum desem yeri . Zaten hiç yağlı bir cilde yağlı bir saça sahip olma lüksüm olmadı . Ergenlik dönemimde bile öyle aman aman sivilce bile çıkmadı yüzümde . Şimdi de aynı . İyi mi bence değil . Adeta göbeğim çatlıyor cildimin nem dengesini sağlamak için neler kullanmıyorum ki yok sömürüyor cildim resmen .
Bu gidişle erken yaşlanacağım herhalde neyse Allah'tan minyon tipimden zayıflığımdan yaşımı küçük gösterdiğimi söylüyorlar da oradan kurtarıyorum.  :) Neyse ruhum genç kalsın önemli olan o .  :) 
Dermatoloji uzmanlarına mı gitmedim . neler kullandım neler . Özellikle kış aylarında kullandığım nemlendiricilere rağmen bacaklarımın derisi pul pul olup dökülüyor . Saçlarım desem kupkuru bazen banyoda keçe gibi oluyor . 
Kızım da aynı durumlar olunca doktor yolunu beraber tuttuk . Cildimiz aşırı kusurluktan atopik dermatit cilde yatkınlığı  varmış . 
Atopik dermatit deride kuruluk , kızarıklık , pullanma ve şiddetli kaşınma ile seyreden deri hastalığıdır . Alerjik yatkınlık ve kuru ciltli kişilerde daha çok görülen deri lezyonlarıdır . Atopik dermatit herhangi bir yaşta görülebilse de genelde çocukluk yaşlarında başlıyor .
Atopik dermatit bebeklerin bir kısmında 2 aylıkken başlayıp , 2 yaşından sonra duraklama durumuna sahip . Bebeklikte yanaklarında , alında kızarıklık , tahriş ve çatlaklar oluşturur . Saçlı deride de aynı belirtileri gösterir .
Atopik dermatit cildin en önemli belirtisi cildin aşırı kuru olmasıdır . Hem lezyonların ortaya çıkmasını sağlar hem de kuru cilt sebebiyle meydana gelen pullanma en belirgin belirtisidir . Kendimden örnekle dönemsel ve mevsimsel olarak geçebilir ya da tekrarlayabilir .
Nemlendiriciler en büyük desteği sağlıyor . Ne kadar nemlendirirsek atopik bir cildin alevlenmesi , kaşıntının şiddetlenmesi o kadar az oluşacak demektir . Bol nemlendirmek en iyisi .


Kuru Cilt & Atopik Dermatit Cilt


Bebelerde ve çocuklarda aynı zamanda Berrak'ın da kullandığı anne-bebek markası olan Mustela Stelatopia serisini tavsiye ederim . Atopik dermatit ciltlerde oldukça başarılı . Zaman zaman kendime de kullanıyorum . Ama benim cilt kuruluğumu daha çok kış aylarında Excipial lipo losyon ve bebe yağı gideriyor .
Excipial lipo içerisindeki üre ve yağ içinde su emilsuyonu olması sebebiyle anında kuruluk ,kaşıntı ve derimdeki pullanmayı geçiriyor .

Kuru Cilt & Atopik Dermatit Cilt


Amanın bir de kış aylarındaki dudak kuruluğum , dudaklarımın çatır çatır çatlaması var ki Blistexi dudak stickleri ve kavanozlarını tek geçerim . Neredeyse 5 yıldır vazgeçilmezim diyebilirim .
İşte bir de bu sebeple kışı sevmez oldum . Kuruyan bir cilt hem de iki tane anneli-kızlı .  :)

Sevgiler .

Not : Doktorunuza danışıp kullanınız . Reklam değil , anne tavsiyesidir .
Devamını Oku

10 Kasım 2015 Salı

Mavi Gözlü Dev Adam

                                                              

Mavi gözlü dev adam...
Bugün 10 Kasım ve gidişinin tam 77.yıl dönümü... 
Bilmeyenler idrak edemeyenler olsa da bu ülke sayende var oldu. Bugün bu ülke de özgürce yaşayabiliyor , rahat nefes alabiliyorsak hepsine senin liderliğinde önderliğinde sahip olduk . 
Atam bir kadın olarak minnettarım sana... Çocuğumuza seni öğreterek büyütüyoruz . Nerede görse Atatürk diye coşkuyla bağıran bir evlada sahibim , hep de böyle olacak . Ata 'sını bilecek , haklarını vereni bilecek , bu ülkeyi , bu devleti kurup bize armağan eden Mustafa Kemal Atatürk 'ü bilecek , gurur ve saygı duyacak . 
Bugün facebook sayfamda paylaştığım resmine yorum yapan densize bile cevap verecek kadar alçalmadım . Yazık demekle yetiniyorum sadece... Çok çok yazık...

         


Sevgi , saygı , gurur , özlem ve rahmetle anıyoruz...
Mekanın cennet olsun...
İzin asla silinemez...
Devamını Oku

7 Kasım 2015 Cumartesi

Güvenli Bağlanma



Güvenli Bağlanma


Pedagog Adem Güneş'i mutlaka herkes duymuş ve kitaplarını mutlaka okumuşsunuzdur . Pedagog Adem Güneş'i severek takip eder . Kitaplarını severek okurum . Ama 'Güvenli Bağlanma' adlı kitabını üzülerek söylemeliyim ki açıkçası çok beğenmedim hatta hiç beğenmedim . Okuyalı baya zaman oldu . Hatta tekrar okudum ve bu defa yarı da bıraktım .
Evet bazı kısımları doğru belki çok güzel ifade edilmiş , bu kişiden kişiye göre değişir . Kitapta yazılanların büyük bir kısmına asla katılmıyorum . Hatta o kadar çalışan anneleri suçlayıcı bir üslup var ki , o kadar kötü bir anlatım ki bu okurken kendimi çok ama çok kötü hissettim .
Ben 4 aylık kızımı bırakıp doğum iznim biter bitmez işe başlayanlardanım . Kim bırakmak ister ki  4 aylık bebeğini... Eşime destek ve daha iyi bir gelecek için çalışmak zorundaydım . 150 paket sütümü sağıp biriktirip , stok yaptım işe başlayınca bebeğim sütsüz kalmasın diye ve her gün iş yerinde sağdığım sütleri termosla eve taşıdım . Tam 1 yıl böyle geçti .
Adem Bey , güvenli bağlanmayı kitapta bebek ya da çocuğun 2 yaşına kadar anne babasıyla  birlikte yatmasına bağlamış . Ben açıkçası buna asla katılmıyorum . Bebeğin anne babayla aynı yatağı paylaşması , yanlarında uyuması taraftarı değilim .
Şöyle ki  olur ya uyku halindeyken bebeğimizi ezer , zarar veririz diye bir gün dahi yatırmadım yatağımıza . Yatırdıysam da onu izledim uyumadım , uyuyamadım . Berrak'ı her emzirme sonrası beşiğine yatırmayı tercih ettim ve asla yatar pozisyonda emzirmedim . Hep oturarak emzirmeyi tercih ettim .
Berrak 10 aylık olduğunda odasında yatırmaya başladım . Başarılı da oldum . Bu durum kişiden kişiye göre değişkenlik gösterebilir . Ama ben asla çalışan annelerin çocuklarını ihmal ettiğini düşünmüyorum . Hatta çalışan annelerle çocuklarının çok daha güvenli bağlandığını düşünüyorum . Her bebek , her çocuk her şeyiyle birbirinden çok ama çok farklıdır diye düşünenlerdenim . Adem Bey , çalışan annelerin çocuğunu ihmal ettiğini , güvenli bağlanma problemi yaşadığını ısrarla belirtmiş  . Ve en sevmediğim 'FITRAT' kelimesini ısrarla vurgulayarak hemen hemen her cümlesinde kullanmış .
Bu kitabı okumak bana sadece kendimi suçlu hissettirdi ve okuduğuma pişman oldum desem yeridir . Güvenli bağlanmanın nelerle sınıflandırıldığını gördüm . Aslında güvenli bağlanma çok daha farklı , ben annenin duygularıyla ve davranışlarıyla alakalı olduğunu düşünüyorum .

Kitabı okudunuz mu ?

Kitap hakkında düşünceleriniz nedir ?

Sizce 'GÜVENLİ BAĞLANMA' nedir ?

Sevgiler.



                                                                                                                                                             
Devamını Oku

6 Kasım 2015 Cuma

İlaç Niyetine Keçi Boynuzu Pekmezi

İlaç Niyetine Keçi Boynuzu Pekmezi

Keçi boynuzu pekmezini bilmeyen yoktur . Küçükken burnumu tıkayarak her gün içerdim . Yani annem zorla içirirdi . Aslında ağacından keçi boynuzunu yemeyi çok severdim ama o pekmez içilecek diye tuttururdu annem hatta babam bile . Anneme çok kızardım o zaman ama şimdi ise kendime kızıyorum ve çok iyi anlayabiliyorum . Annelik işte... Özelliklerde çocuklarda ilaç niyetine keçi boynuzu pekmezi .

Keçi boynuzunun faydaları saymakla bitmez . Ben kendimden örnekle bildiklerimden bahsedeceğim biraz tabii dikkat edilmesi gerekenleri de . Keçi boynuzu Akdeniz bölgelerinde yetişen bir ağaç . Taze tüketildiğinde çok tatlı bir tadı var . Keçi boynuzu pekmezi selenyum , magnezyum , potasyum , sodyum , A ve C vitaminleri bakımından çok zengin . 

Keçi boynuzu pekmeziyle çocukluğumdan sonra hamileliğimde tekrar karşılaştık . Hamileliğim boyunca hiç kansızlık gibi bir problemim olmadı çok şükür . Düzenli ve sağlıklı beslendim hep . Doktorumun dediğinden çıkmadım ve çok da faydasını gördüm . Bazı doktorlar var ki daha ortada kansızlık yokken dünyanın kan ilacını veriyorlar .

Çok şükür doktorum öyle değildi onun için onu seçmiştim zaten . Kan değerlerim hep normal yada sınır da seyretti ve 3. ayımdan sonra doktorumun tavsiyesi ile her gün sabah akşam 1 yemek kaşığı keçi boynuzu pekmezi içtim . Çok ama çok faydasını gördüm . Sevmesem de kışın hep uygularım bu durumu . Tabiii sonra Berrak doğdu . Bende annem gibi Berrak'a keçi boynuzu pekmezi içirmek için kırk takla attım . :)

Şimdiler de tatlı diye diye içiyor pekmezini . Bu sorunsuz ilaç ve pekmez içimi acayip şahane bir şeymiş ya bebekliği aklıma gelince , o ilaç içişleri falan kabus .   :)   Neyse atlattık çok şükür bu günümüze .


Keçi boynuzu pekmezinin faydaları :
  • Gribal enfeksiyonlarda , astım , bronşit ve şiddetli öksürük de oldukça etkilidir .
  • Güçlü bir antioksidandır .
  • Antiallerjık ve antibakteriyel özelliği vardır .
  • Cinsel gücü arttırır . 
  • Sperm kalitesini arttırır .
  • Çocuklarda zeka geliştirici özelliğe sahiptir .
  • Sindirim sistemine ve mideye olumlu etkilere sahiptir .
  • Kalsiyum açısından zengin oluşu ile kemik sağlığına ve kemik erimesine oldukça faydalıdır .
  • İçerdiği potasyum ve sodyum sayesinde karaciğer dostudur .
  • Kalp damar hastalıklarında oldukça iyi etkilere sahip .
  • Vücudu dinç tutar ve hastalıklara karşı korur .
Keçi boynuzu pekmezi ile dikkat edilmesi gerekenler :

* Şeker hastalarını doktora danışmadan kullanmamalıdır .

* Keçi boynuzu pekmezi ısıtılmamalı  keke ya da ısı gören hiç bir yiyeceğe eklenmemelidir . Çünkü pekmez yüksek ısıya maruz kalınca kansorejen etkiler doğurabiliyor .

* Kan sulandırıcı ya da kan inceltici ilaçlarla birlikte asla kullanılmalıdır .

* Aşırı tüketildiğinde mide bulantısı yapabilir .

Hadi bakalım pekmez içmeyen kalmasın . Ama soğuk pres olanları tercih etmeniz tavsiyemdir . Kış gelince çocuğundan kocasına kadar ev halkına kaşık kaşık pekmez içeren anneden sevgiler  :)









Devamını Oku

Kalbi Güzel Antalya Anneleri

Kalbi Güzel Antalya Anneleri
Selfie çubuksuz olmazdı   :)


İnstagram ortamı diye bir şey var , herkes bilir . Samimi bulduklarımı ve fotoğraflarını beğenip iyi elektrik aldıklarımı uzaktan sevecen bulduklarımı severek takip ediyorum . Bu sayede çok güzel insanlarla tanıştım ve tanıştık .  :)

Antalya 'da bulunan ınstagramdan tanışma fırsatı bulduğum anneler ile yaklaşık 1 yılı aşkındır görüşüyoruz . 29 Ekim'de güzel bir buluşma gerçekleştirdik . Tamamen içten , sevgi dolu ve içi dış bir hepsinin . Whatsaptaki grubumuzun adı gibi ' Kalbi güzel anneler ' .  :)    Ama tabi anneler yok sadece grupta .


Kalbi Güzel Antalya Anneleri

Grubumuzdakiler   
Bir adet melek uçan annemiz kalbi güzel Bilge'm , kalbi güzel Havvacım , sanatını konuşturan kendi gibi el emekleri de güzel olan Esra'm , bize ve buluşmalara şansızlık olup katılamasa da whatsaptan sevgisi yeten Peri'm , Ada ve Ege'nin güzel anneciği Zeynepcim , Nihle'nin güzel annesi Sevinçcim , hem mahalleden tanıştığımız ve şahane el emekleri , şahane fotoğraf çekimleri ile Eminecim , güzeller güzeli Mervecim , Nehir'in annesi Feridecim , bal oğluşun annesi Handecim ve 3 melek annesi kıdemli annemiz Zeynepcim .  :)

29 Ekim perşembe günü resmi tatil sebebiyle izinliydim . Ülkemizin tehlikeli durumları malum olup bombaydı , patlamaydı diye düşünüp o gün için kalbi güzelleri kısır partisine davet ettim . 2 firemiz olsa da diğer herkes geldi . Çocuklarımız güzel güzel oynadı . Anneler ve diğer geleceğin anne adayları  güzel güzel çaylarını yudumlayıp , pastalarını kısırlarını yediler . Sohbetin dibine vurup baya yediğimiz doğrudur ama öyle güzel ve keyifli geçti ki çok ama çok mutlu oldum . Doyamadım hatta .   :)

                                                     
                                                                            İşte güzel günümüzden kareler :)



Kalbi Güzel Antalya Anneleri
Ege ve Berrak


Kalbi Güzel Antalya Anneleri
Bu çocuğun hastasıyım aşk EGE !


Kalbi Güzel Antalya Anneleri
Uçan melek annem Bilge'm ve Ege paşayla  çok güzeliz  :) 

Kalbi Güzel Antalya Anneleri
Bal çocuk Bartu  :)  Baya yakışmışız Bartu'yla , ilerde bir oğlan anası ışığı görüyorum kendimde  :))



Instagram Hesabım : @minikkelebeginannesi  takipte kalın .

Sevgiler .    :)








Devamını Oku

5 Kasım 2015 Perşembe

Annelerin Akıllı Seçimi: TODİZOO Oyuncakları

Bebekler için oyuncak seçme işi anne babalara düşüyor. Minikler, hem gerçek dünyayı hem de kendi yetenek ve becerilerini önce oyuncaklarla keşfetmeye başlar. Doğal olarak oyuncakların onların gelişiminde rolü çok önemlidir. Oyuncak alırken aradığımız özellikler aslında çok net. Eğitici, eğlendirici ve onlar için tamamıyla güvenli olmaları en önemli özellikler.
Bebekler için oyuncak alırken en önemli kriter, güvenilir markaların oyuncaklarını almak olmalıdır. Sık sık ağzına götüreceği, birlikte uyuyup yemeklerini hatta banyosunu paylaşmak isteyeceği oyuncaklarının ona zararlı olabilecek bir materyal, boya ya da aksesuar içermediğinden emin olmanın tek yolu tercihlerinizi güvenilir markalardan yana yapmak. Bir diğer dikkat edilmesi gereken konu da seçtiğiniz oyuncakların onların gelişimine de katkıda bulunması. Yapacağınız doğru oyuncak seçimlerinizle her gün hayat ve kendisiyle ilgili yeni şeyler öğrenen bebeğinize büyüme macerasında yardımcı olabilirsiniz.
Tüm bu özellikleri bir arada bulabileceğiniz Todizoo oyuncaklarını inceleyerek, bebeğinizin yaş ve ihtiyaçlarına en uygun olanları tercih edebilirsiniz.
TODİZOO ÇINGIR TOP: Markanın en sevilen ve en çok satan oyuncaklarından. Minik parmakların tutabileceği şekli ve yumuşak dokusu ile hem şirin bir çıngırak hem de hiç bir yere zarar vermeyen bir top. İsterseniz banyo oyuncağı olarak da kullanabilirsiniz. 6 ay ve üzeri bebekler için uygun.
TODİZOO YEMEK ARKADAŞIM: Yemek saatlerine bu oyun arkadaşıyla biraz keyif katmaya ne dersiniz? Tavşancığı özel parçası sayesinde masaya kolayca tutturun, çaldığı neşeli melodiler ve ışıklı düğmeleri ile o bebeğinizi neşelendirsin, siz de ona mamasını yedirin. Üç ay ve üzeri bebekler içindir.
TODİZOO NEŞELİ TOPLAR: Minikler el-göz koordinasyonu ve motor becerilerini güçlendiren, kas gelişimini de destekleyen Neşeli Toplar ile oynarken çok eğleniyorlar. Minik eller topları alıp kulenin üstünden bırakınca çıngırdayarak aşağı kayıyor. Birlikte oynayarak onu topları kavraması ve kaydırması için motive edin. 12 aydan itibaren tüm bebekler oynayabilir.
TODİZOO IŞIKLI YILDIZIM: Bebeğinizin yatağına, arabasına ya da oyun parkına kolayca takabileceğiniz Işıklı Yıldızım miniğinizin başucundan uzun süre ayrılmayacak bir oyuncak. Çevresinde ışıklar yanan aynası, kayar boncukları ve tıkır düğmesi ile bebeğiniz bu yıldızı çok sevecek. Üç ay ve üzeri bebekler içindir.


Bir boomads advertorial içeriğidir.
Devamını Oku

2 Kasım 2015 Pazartesi

Dikkat Vicks Pomat !

Dikkat Vicks Pomat !

Hoş gelmiş Kasım da pek iyi gelmedi sanki her yönden herkes de bir hastalık , kırgınlık hali...
Türk halkı olarak hasta olunca elma yağıdır , kekik yağıdır , vicks pomat sürmeyi pek severiz . Bilinçsiz kullanımı ve zararları , yararları kadar çok . Halk dilden dile kendi kendine , birbirine tavsiye eder hale gelmiş durumda .
Doğru mu yanlış bence . Tamam bir çok faydası var ama tutup 2 aylık bebeğe kadar kullananlar var . Yanlış...!
Vicks pomat her ne kadar çok basit bir merhem gibi görünse , bilinse de doktora danışmadan asla kullanılmamalıdır . Çocuklarda ve bebeklerde burun spreyi yerine burnu açılsın tıkanıklığını gidersin diye kullananlar oldukça fazla .
Vicks pomat 2 yaşın altında asla kullanılması uygun değil . 6 yaş ve üzerinde ki çocuklarda kullanımı ise sadece ayak altlarına sürülmesi uygun , solunum yoluyla uygulanması oldukça tehlikeli.
2 yaş altı bebeklerde doktorların önerisiyle sadece çok az bir miktar ayak altına sürülmesi uygun görülüyor ve asla doktora danışmadan kullanılmaması gerekiyor . Bronş spazmı yaşanmasına neden olabiliyor . Evet bunlara dikkat edildiğinde oldukça faydalı oluşu da söz konusu . 
Öksürüğü olan çocuklarda ve bebeklerde doktor kontrolünde sadece ayak altına uygulanabiliyor . Yetişkinlerde ise içilmesi ağız içi ve burun içerisine sürülmesi oldukça tehlikeli . İçerisindeki kafur ve mentol sayesinde kılcal damarları genişleterek ağrıyı azaltıp , toksin attırır .
Gribal durumlarda göğse ve sırta uygulandığında daha rahatlatıcı etkiye sahiptir . Yine yetişkinlerde burun tıkanıklıklarında yattığınız odada küçük bir pomat kutusuna bir parmak ucu vicks pomat  ile bir miktar sıcak suya koyduğunuzda daha rahat nefes almanızı sağlar , solunumu rahatlatır .
Bir çok faydası olan vazgeçilmez pomat istenmeyen sağlık problemleri yaşatabilir . Dikkatli kullanmakta fayda var .

Sağlıklı günler , sevgiler .

Devamını Oku
blog tasarım
MİNİK KELEBEĞİN ANNESİ COPYRİGHT © 2014 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.BLOGUMDA YAYINLANAN YAZILARIN VE RESİMLERİN İZİNSİZ KULLANILMASI 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ YASASINA AYKIRIDIR.