Bayram Gibi Bayram

Berrak 'ı nasıl korurum , görmesin , bakmasın . Görürse ya tesadüfen diye aklımın çıktığı bayram Kurban bayramı . Etraf her yer kesimhane . Çevreden 'aman görsün  , öğrensin çocuk diyen bilinci kaybolmuş bana cinnet geçirtecek cinsten insanlar...' . Hayır neyi görüp öğrenebilir ki 2,5 yaşındaki bir çocuk .  Neyi nasıl idrak edebilir ki...!
Bir hayvanın kurban edilişine nasıl anlam verebilir neler düşünebilir ki ? Anne - baba olarak peşinde koşarak aman bir şey görmesin diye paralayarak kendimizi ve çevreden gelen o sesleri duymayarak ve cevap vermeyerek doğru olanı yaptık .

Neyse bayramımızın güzelliklerinden bahsedeyim biraz . En büyüğümüzü ziyarete gittik bu bayram . Berrak 'ı çok özlemişti . Uzaklıkları yakın edip 2 günde olsa İskenderun' a gittik bu bayram , iyi ki de gittik . Bir sarılmaları vardı ki kelimeler anlatmaya yetmez . Torununun çocuğunu sevmek çok sevmek başka bir şeydir herhalde . Çok çok güzel olsa gerek . Onlara bakarken içim eridi desem yeri . Sıcacık sarılmaları o kadar anlamlıydı ki . Babaanneme bayram geldi torunları gelince . 

Yüzündeki gülümseme bir ömre bedeldi . Bayram gibiydi bu bayram . Uzaklıkları aşıp bayramı yaşadık , yaşattık babaannemize .

Çekirdek Ailemin Bayram Pozu   :)

Bayram gibi bayram tadında .
Bu bayram da su gibi geldi geçti .
Nice bayramları sağlıkla , hep beraber karşılamak dileğiyle .

Sevgiler .

Devamını Oku

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

Bildiğiniz üzere Kurban Bayramı dini bayramlarımızdan bir tanesi . Kurban bayramı , her yerde kurban kesimlerinin olduğu geleneksel bir bayramımız . Dinen kesilen kurbanlar , çocukları psikolojik etki altında bırakabilir diye düşünürken Pedagog Adem Güneş'in konuyla ilgili bir yazısını okumuştum .

Çocukların kurban kesiminden psikolojik olarak etkilenmemeleri için , kitaplarını severek okuduğum ve takip ettiğim Pedagog Adem Güneş'in konuyla ilgili önemli bulduğum yazısını sizlerle paylaşmak istedim .

Kurban kesilirken çocukların izlemesi doğru mu?

* Bazı anne-babalar, dine ait bir emrin nasıl yerine getirildiğini çocuklarının da görmesini ister. Bir kısım ebeveyn de erken yaşta kurban kesimine şahit olan çocukların ruh sağlığının zedeleneceğini düşünür.

* Bu düşünceye sahip olanların akıllarındaki ikinci soru "Çocuklar kaç yaşından sonra kurban kesimini görebilir?" şeklindedir. 

* Bir çocuğun , bir canlının ölüm anına ve hatta kesilerek kurban edilmesi anına şahit olabilmesi için belirli duygusal ve zihinsel gelişim süreçlerinin tamamlanmış olması gerekir. Buna göre , ancak 12 yaşından büyük çocukların kurban kesim anına şahit olabileceğini görmekteyiz.

* Bu yaştan küçük çocukların kurbanın kesimini bizzat görmesi ruh sağlığı açısından doğru değildir. Burada dikkat edilecek husus şudur : 12 yaşından küçük çocuklar, kesilmiş olan hayvanı "et olarak görmelidir". Kesilmiş kurbanın etleri ayıklanırken , pişirilmek üzere ayrıştırılırken 12 yaşından küçük çocukların görmesinde bir mahsur yoktur.

* Ancak bunda da çok dikkat edilmesi gereken bir mesele var: Kesilmiş olan kurbanın baş kısmı, henüz derisi yüzülmemiş ayakları gibi , kurbanı et olarak değil de , bir canlı olarak ya da hâlâ bir hayvan olarak algılatabilecek uzuvlarını kurban kesildikten sonra dahi 12 yaşından küçük çocukların görmemesi, incelememesi, izlememesi gerekir.

* Çocuğun , kesilmiş bir hayvanın başına , gözlerine veya ayaklarına bakıp , o hayvana karşı duygusal yakınlık kurmasına izin verilmemelidir. Eğer bu yaştaki bir çocuk kurbana karşı duygusal yakınlık kurar ise o hayvanı kesenlere karşı kızgınlık , isyan , öfke ve nefret oluşabilir.

      

                                                                                                         

Kurban Bayramınız Kutlu Olsun .

Sağlıklı , mutlu , huzur dolu nice bayramlarımız olsun .

Mutlu Bayramlar .

Sevgiler .  :)

( Kaynak : Pedagog Adem Güneş )

Devamını Oku

Hayret Bişisin Anne

Yıllık izinlerden sonra evde olmama alışan ve işe gidiyorum diye böğüre  böğüre ağlayan kelebeğim baya atarlı oldu şu günlerde . Zırzır her şeye ağlayan , alttan aldıkça daha da ağlayan kızım anladım ki yine yeni bir sendroma giriyor ya da girdi . :)

Alıştığı için zor geliyor şimdilerde onu bırakıp işe gitmem . Akşamlar ne ona ne bana yetmiyor . Doyamıyoruz birbirimize . Sarıyorum sarmalıyorum öpüyorum kokluyorum . Annecim bak şöyle , bak böyle diye diye anlatıyorum kuzucuğuma . Ama yine de bir küsmeler , bir atar yapmalar . ' Hayret bişisin anne ' diye diye söylenmeler .  :)   :D
Bu 'Hayret bişisin anne' cümlesinin hikayesi şöyle nereden öğrendi diye düşüyordum . Düşünürken aklma geldi tabii . İzindeyken otobüsle bir yere gidiyorduk ki 18-20 yaşlarındaki kızın biri otobüste 'Hayret bişisin anne' diye diye telefonla konuşuyordu . O kızdan hatıra bu cümle bize .   :D
Radar gibi her şeyi kapmaya hazırlar . Şu an favori cümlesi 'Hayret bişi' .   :)

Yeni bir sendrom başlıyor anladığım .  Ne babasıyla ne anneannesiyle kimseyle paylaşamıyor beni . Annesine yaklaşan herkese doğru 'O BENİM ANNEM' diye bir atarlanmalar . Beni paylaşmak istememesi hoşuma gitmiyor değil hani . Ama bazen öyle zaman oluyor ki her şeyi ağlayarak yaptırmaya , göz yaşı dökmeden ağlama numarası yapıyor ya bir gülme geliyor anda bana katıla katıla gülüyorum .
Eeee oldu o zaman sırada gelen hangi sendromsa çocuğumu da beni de çok yormadan gel geç git hadi bakalım .

Sendromlu anneden sevgiler .   :)

Devamını Oku

Fellah Köftesi

Fellah köftesi ,  kayınvalidemden ilk öğrendiğim lezzetlerden bir tanesi . Hem severek yapıp hem de severek yiyorum . Farklı güzel bir lezzet , zaten bulgurun girdiği her şey güzel bana göre .  :)

Tarife gelince ;

• 2 su bardağı esmer ince bulgur
• 5 yemek kaşığı un
• 2 yemek kaşığı biber salçası
• 1 adet yumurta akı
• 1 çay kaşığı nane
• 1 çay kaşığı pul biberi
• 1 çay kaşığı kimyon
• 1 çay kaşığı karabiber 
• 1 tatlı kaşığı tuz

Üzeri için ;

• 1 kg ıspanak
• 1 büyük soğan
• 2 adet domates
• 1 adet sarımsak

Bulguru 1 su bardağı sıcak su ile ıslatıp , dinlendiriyoruz . Daha sonra dinlenme zamanı bitince , tüm malzemeleri karıştırıp , yoğurmaya başlıyoruz . Yoğurduğumuz hamurdan misketten biraz küçük köfteler yapıyoruz . Köftelerimizi haşlamak için büyük bir tencerede suya 2 yemek kaşığı nar ekşisi ve tuz ekleyip kaynatıyoruz . Kaynayan suda köftelerimiz suyun üstüne çıkana kadar haşlıyoruz . Haşlanan köftelerimizi büyük bir servis tabağına alıyoruz . Ispanakları da aynı suda haşlayıp köftelerimizin üzerine döküyoruz . En son domatesleri ve soğanı , sarımsağı sotelenip köftemizin üzerine ekleyip karıştırıyoruz .

Afiyet olsun .

Sevgiler  .   :)

Devamını Oku

Coldmix İnhaler Damla

Coldmix inhaler damla mutlaka herkes duymuştur . Hazır kış yaklaşırken hastalıklar yavaştan kapıyı çalmaya başlıyor .  Coldmix inhaler damla ile ilgili bildiklerimi ve düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım  .

Çocukların ve bebeklerin en hassas oldukları konu burundur . Ağızdan nefes almayı bilmemeleri bu durumu çok daha kötüleştirir . Burunları tıkanan minikler nefes alamadıkça oldukça huysuz , hırçın olabiliyorlar .

Geçtiğimiz iki kış Berrak kolay kolay burun spreyi yaptırmadığı için doktorumuza danışıp , alıp kullandım . Yastığına 1 damla damlattım . Ama yastığının damlattığım kısmını ters çevirip yatırdım . Berrak ilk kez o gece ağlamadan , burnu tıkanmadan rahatça uyumuştu . Korka korka kullanmadım desem yalan olur .
Kıyafetinin yaka kısmına da damlatmak da oldukça etkili daha sonra bu şkelide kullanmaya devam ettik . Geçtiğimiz 2 kış boyunca , bizim burnumuzu çok rahatlattı . O bir damla bile yetti  o derece  . Tabi coldmix damlaya Otribebe burun aspiratörü  oldukça iyi bir destek .

Coldmix inhaler damla nedir ?

Coldmix damla tamamen bitkisel bir içeriğe sahip . İçerisinde okaliptus ve ladin yağları var . Alkol , paraben , mentol ve reçine içermez . Doğal içeriği ile özellikle bebeklerde burun tıkanıklığına birebirdir .

Grip soğuk algınlığı , farenjit , sinüzit ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarında burun açıcı ve iyileşmeyi hızlandırır .  . Rahat nefes alımını destekliyor . Yalnız çok dikkatli kullanılması gerekiyor . Kesinlikle yüze , cilde , göze , buruna sürülmemelidir . Ciltte tahriş ve tahribata neden olma olasılığı yüksek . Asla bir ilaç olarak düşünmeyiniz . İlaç değildir ve asla içilmez .

Hastalık başlangıcında burun akıntısı ve tıkanıklığını gidermek , hastalığın şiddetini azaltmak için hemen başlanmalıdır . Hastalığın sürecine göre 3- gün süre ile devam edilebilir . Günde 3-4 kez 2'şer damla solunum organlarına yakın bölgelere ve geceleri yastığa damlatılarak uygulanabilir . 4 saat arayla tekrar edilebilir . Kumaşta leke bırakmaz .

Coldmix inhaler damla çok fazla solunum edildiğinde bronş spazmına neden olup ciddi solunum problemleri yaratabilir . Dikkatli kullanılmasında fayda var . Özelikle 1 yaş altı çocuklarda  çok daha az kullanılması gerekiyor . 

Coldmix damla gerçekten burun tıkanıklığını giderip rahat nefes alımını kolaylaştırıyor . Yine de dikkatli kullanmakta fayda var .   Doktorunuza danışmadan kullanmayın derim ben .

Sağlıklı günler .

Sevgiler .   :)

Devamını Oku

Blog Keşif Etkinliği

Blogumda yayın yapmaya başlayalı tam 10 ay oldu . Bu zaman süresince bir çok blog keşif etkinliğine katıldım .Bir çok blogun bilgilerinden bu sayede faydalandım . Aynı zamanda  bir çok yeni , güzel bloglar tanıma ve takip etme şansım oldu . Hatta blogum sayesinde kalbi güzel bir çok insanı tanıdım  . Blog dünyasına katıldığım için çok mutluyum .

Hepiniz biliyorsunuzdur mutlaka . Yapılması gerekenler basit gibi.  :)

Yine de ben yapılması gerekenleri belirtmek istiyorum .

• GFC üzerinden  blogumun takipçisi olursanız çok sevinirim .
• Blogumu izlemeye alıp , sayfama katılırsanız da çok çok sevinirim .
• Aşağıdaki yorum kısmına blogunuzu kısaca tanımlayarak , blog linkinizi bırakarak yorum yapabilirsiniz.
• Etkinliği olabildiğince paylaşalım ki keşfedilmemiş bir çok bloga ulaşalım .
• Tanıyalım , tanışalım , faydalanalım . :)

Umuyorum ki katılımı çok olan bir etkinlik olur ve herkesin tanışmasına vesile olur .

Hadi bakalım bu keyifli keşif başlasın .   :)

Sevgiler .   :)

Devamını Oku

Kanlı Eylül

Ülkemizde tarifsiz acı günler yaşıyoruz . Haberleri , gazeteleri takip ederken bile kahroluyorum . Gece uyumakta zorlanıyorum . Gece çok geç saatlere kadar televizyondan haberlere odaklıyız . Dinledikçe , duydukça içimize kazınıyor ince bir acı... 

Yürekler yangın yeri... Can dayanmaz... Yürek bedene sığmaz... Bu acıya yürek dayanmaz akıl almaz... Emek emek besle büyüt hasta olunca sabahlara kadar başını bekle göz bebeğin gibi bak başına bir iş gelmesin , ufacık canı yanmasın diye parala kendini hepsi kör bir kurşun için mi? 

O ailelerin o anaların acısını yüreğimde hissettikçe dayanamıyorum ki onların acısını tahmin bile edemiyorum.... Yutkunurken bir düğüm oluyor boğazım...

Bu acı hayatımızı etkiliyor.... ETKİLEMELİİİ DE....! 

Ben çocuğum ufacık bir boğaz enfeksiyonu oldu diye kendimi hırpalıyorken , o anneleri düşünemiyorum bile... Düşündükçe kalp atışım , nefes alışım değişiyor . Duyarsız olamıyorum .
Duyarsız olan hayat devam ediyor diye bas bas bağıran insanları boğazlayasım gelmiyor desem yalan olur . Tabii ki hayat devam ediyor edecek de... Ama azıcık SAYGI...!!!
Bir dur bak düşün ülke nereye gidiyor? Yaşanan kaos nedir ? Nedir bu laylaylom haller...?

Hakkari Dağlıca adeta yüreğimizi dağladı . Şehit düşen 16 askerimiz acısının üzerine Iğdır'daki patlamayla şehit düşen 14 polisimizin acısı da yüreklerimize tuz bastı...

Allah acılı ailelerine ve Türk halkına sabır versin . Allah şehitlerimize gani gani rahmet etsin . Ruhları şad , mekanları cennet olsun...

Allah sonumuzu hayır etsin... Gelecek artık çok daha korkutuyor...

Devamını Oku

Uni Baby Yenidoğan Islak Mendil

Uni Baby Yenidoğan Islak Mendil ile minik kelebeğimin doğumuyla tanıştık . Berrak 28 aylık olmasına rağmen hala Uni Baby Yenidoğan Islak Mendili kullanıyoruz . Hassas cilde ve alerjik yapıya sahip olan  kızım için en uygunu bu ıslak mendildi . Şimdiye kadar da hiç yanıltmadı beni .

Alt değiştirme esnasında Berrak'ın poposunu hep Uni Baby Yenidoğan Islak Mendil ile temizledim . Ne alerji , ne tahriş , ne bir yan etki yapmadı . Saf dokusuyla yumuşacık temizledim hep altını . Tuvalet eğitimimizi tamamlamış olmamıza rağmen hala poposunu tuvalet kağıdı yerine Uni Baby Yenidoğan Islak Mendil ile siliyoruz . Uni Baby Yenidoğan Islak Mendilin kremli formu da var . O çok daha yumuşacık .

Uni Baby Yenidoğan Islak Mendili tercih etme sebebim  hem içeriğinin saflaştırılmış su ve doğal pamuktan oluşması hem de  bebek cilt temizliğinde doktorlar tarafından önerilmesi . Islak mendillerin sağlık açısından pek uygun olmadığını bir yerlerde mutlaka hepiniz okumuş ya da duymuşsunuzdur . Ama Uni Baby Yenidoğan Islak Mendili kesinlikle bunların dışında .

Hatta benim gibi hassas ve alerjiye yatkın bir cildiniz varsa , cildiniz dermokozmetik ve kozmetik makyaj temizleyicilere karşı alerjik reaksiyon gösteriyorsa  Uni Baby Yenidoğan Islak Mendilin kremli olan formu ile makyajınızı rahatça  cildinize zarar vermeden , tahriş etmeden  bir çırpıda temizleyebilirsiniz . Kesinlikle harika bir şekilde makyaj temizleyen bu güzel ürün bir tek bebeklere değil bence annelere de hitap ediyor . Hem bebeğinizin popişini temizleyin hem de makyajınızı .   :) Çok amaçlı da diyebiliriz . :)

Aynı zamanda yatalak hastalarda da kullanılması gereken son derece harika bir ürün . Yatalak hastalar bakteri ve enfeksiyona bariz açık olduğu için Uni Baby Yenidoğan Islak Mendil ile  rahatça , hijyenik olarak alt temizliği yapılabilir .

Bir anne ve sağlık çalışanı olarak kesinlikle her anlamda tavsiyemdir .

Sevgiler .

Devamını Oku

Nöbette Boğulmaktan Kurtulan Bebek

Yazsam mı yazmasam mı diye tereddüt ederken yazıyorum işte . Tatildi , izindi derken pek fırsat bulup yazamadım . 19 Ağustos tarihinde nöbetçiydik . Ağustos ayına göre baya yoğun bir nöbetti . Nöbette beni benden alan öyle bir olay yaşadık ki ruhum bedenimden ayrıldı falan zannettim . Tüylerim diken diken günlerce bu olayın etkisinden kurtulamadım .

Gece saat 1 civarıydı kucağında bir kıyafetlerden yumak olmuş bir bebekle bir çift geldi . Belli ki kadın yeni doğum yapmış . 2 günlük erkek bebek . Baba panik , anne panik . Bebek oldukça gazlı . Ne yapacaklarını şaşırmışlar . Hastanenin acil servisine gelmişler . Bebek boğulana kadar ağlıyor . Ağlamaktan , gazın sancısından mosmor kesiliyor yavrucuk . Doktor bir gaz damlası yazmış . Neyse gerekli işlemleri yaptım . İlacı nasıl kullanacağını ayrıntılı tarif edip ilacı verdim . 

Haklı olarak , bebek çok sancılı olduğu için , ilacı daha eczaneden çıkmadan bebeğe vermek istediler .  Taze anne tazecik bebeği alıp , eczanenin bol  hasta eli değmiş bankosunun üzerine yatırdı . Tabi ben ağzım bir karış açık bakıyorum . Bir şey söylememek için kendimi tutuyorum . Kadın dümdüz yatan bebeğin ağzına ilacı damlatmaya çalışıyor . Damlatamıyor . Olmuyor . 

Eczacımla birbirimize bakıyoruz . Bir şey söylememek için tutuyoruz kendimizi yine derken kadın çay kaşığı istedi . Ben vermek istemedim . Neyse inatla isteyince çay kaşığını verdim . Kadın çay kaşığına su sebilinden su koyup ilacı içine damlattı . Ben tabi hayretle izliyorum ve kendimi tutuyorum .  Hala bankonun üzerinde yatmakta olan bebeğin ağzına çay kaşındaki suyu ve ilacı bir seferde boşalttı .
Ben izlemeye devam ederken bir de baktım ki bebek mosmor oldu . Nefes alamıyor , boğazından garip garip sesler geliyor , çırpınıyor  . Kadınla adam öylece bakıyorlar . Bebek boğuldu boğuluyor kadının kucağında . Kadın çocuğu ne ters çeviriyor ne bir şey yapıyor . Kadın çocuğum , yavrum ölüyor boğuluyor diye bağırıyor . O an kendimden geçtim . Bir hışımla kadının elinden bebeği kucağıma alıp yüz aşağı ters çevirip 5 kez sırtına vurdum . Hafifçe sırtını ovalayıp , iki kaşının ortasına parmağımla masaj yaptım ve omuzuma yatırdım . Bebek normale dönüp nefes almaya başladı . Mor hali gitti . Bebeği adamın kucağına verdim . Kadın ağlıyor . Hepimizin yüzü bembeyaz oldu . Ama Allah biliyor ya kadını boğacaktım . O derece sinirlendim .
Kendimi tutamayıp o bıdı bıdı teyzeler gibi konuştum . 'Ya hanımefendi Allah aşkına ağustos sıcağında bu bebek kat kat giydirilip , sarılır mı ? Daha 2 günlük bebeğin ağzına su boca edilir mi ? Daha o bebeğin yutma fonksiyonu bile gelişmedi . ' dedim . 

Tamam kadın lohusa kafasında anlayabiliyorum . Taze anne onu da anlıyorum . Ama Allah aşkına daha yutma fonksiyonları yeni yeni gelişecek olan bir bebeğe , bir defada çay kaşığındaki su ağzına boca edilir mi ya...? Bebeğin o nefes almak için can atan çırpınışı ve boğulma nefes sesleri hala kulağımda . Neyse ki kurtuldu bebek . Ama o anın etkisinden kurtulamadım ben . Ertesi gün nöbetten çıkmış olmama rağmen , 36 saatlik uykusuzluğuma rağmen doğru düzgün uyuyamadım . 

Diliyorum ki o anne aynı şeyi bir daha yapmaz ...

Devamını Oku

Sudocrem ve Faydaları

Sudocrem mucizesini mutlaka herkes duymuştur . Biz Sudocrem ile 2 yıl önce Berrak doğduğunda tanıştık . Berrak kızarıklıkları olan , kuru ve alerjik cilde sahip bir bebekti . Her banyodan sonra sudocrem ile cildindeki kızarıklıkların hepsi yok oldu . Cildinin alerjik tepkileri de sudocrem ile zamanla geçti .

Tabi kızı kremlenir de anası durur mu ben de yüzüme sürdüm geceleri . Her ne kadar kremin yoğunluğundan , yüzüm hayalet gibi olsa da sabah pamuk gibi bir ciltle uyandım . Yüzüme sudocremi badana yaparak , regl dönemimde çıkan ufak tefek sivilcelerimi küçülterek ,  en ufacık iz kalmadan yok etti . Anne-kız 2 yıldır aralıksız kullanıyoruz . Memnuniyetimiz oldukça fazla .  :)

Sudocremin içerisinde yoğun şekilde  bulunan çinko oksit ve lanolin her derde deva . Sadece bebeklerde , pişiklerde değil bir çok cilt probleminde büyük olumlu etkilere sahip .
Ufak tefek kesiklerde , egzamada , yatalak hastaların yatak yaralarında , güneşe bağlı tahrişlerde , güneş yanıklarında , akne ve leke tedavisinde de oldukça etkili .Yoğun ve katı kıvamıyla , bembeyaz görüntüsüyle , hoş kokusuyla herkesin tercihi olabilecek gayet güzel bir krem .
Anne ve bebeklerin bir numaralı tercihi olabilecek cinsten bir krem . Hatta evinizin baş köşesini alacak , her derde deva mucize bir krem ki çocuklu ailelerin vazgeçilmezi bence . İşin içinde olan bir anne olarak ve tercih ettiğim en güzel anne-bebek ürünlerinden bir tanesi . Miss kokusu bile tercih sebebim .  :) 

Sevgiler .  :)

Devamını Oku

Yaz Bitti Tatil Bitti

Bu yılın tatillerini tükettik hadi bakalım . Yaz bitiyor . Aslında bu yaz öyle hızlı geçti ki su gibi . Yaz geldi geliyordu derken gidiyor bile . Bu sene anladım ki ben yaz mevsimini daha çok seviyormuşum . Haklıyım da sevmekde . Deniz , güneş , tatil derken  cıvıl cıvıl yaz mevsimi . Evet evet ben yaz mevsimini çok seviyorum . Denizi çok seviyorum . Hiç bitmese , hiç gitmese diye oturup ağlayacağım neredeyse... Kızımla ve eşimle geze geze bir tatil yaptık . Evimizle hasret giderdik . Bol bol ev hanımlığı yaptım . Kızımla bol bol oyunlar oynadık . Denize girdik . Kumdan kaleler yaptık . Beraber olunca her şey , her yer güzelleşiyor .

Sonbahara doğru ilerliyoruz . Ardından kış gelecek . Kışı sevmiyorum bunu da anladım . Kış mevsimini Berrak doğduğundan bu yana sevmez oldum . Hastalık , aman hasta olmasın , aman üşütmeyelim diye diye tükeniyoruz valla ne yalan söyleyeyim .  :) 

İşte böyle ha bu arada iş başı yaptım bugün . İşimi de özlemişim ama yine alışınca kalıp işe gitmek zor geldi . Hamlamış mıyım neyim .   :)  Aslında çalışmaya alıştığım için işimi çok özlemişim .

Hastalara sarılasım geldi o derece özlemişim yani . :)  :D 

Neyse geldim işimin başındayım . Çalışan anne moduna devam . Dört nala koşmaya devam haydi bakalım . Yoğun bir kışa , yağmura , soğuğa ,  salya , sümüğe , hastalıklara , delirten hastalara hazırım ben .   :)  Aslında hiç hazır değilim de neyse ruhumu yavaştan hazırlayayım .  :)

Sevgiler .

Devamını Oku